moda trendy designer haberleri: 13 Tem 2008

13 Temmuz 2008 Pazar

cam boyama - 30 Haziran 2008 Pazartesi 15:07:40:656

No tag for this post.
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

cam boyama - 30 Haziran 2008 Pazartesi 09:06:41:656

Tags: Boya, cam

No tag for this post.

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

7 for All Mankind

Dünyaca ünlü yıldızların en uğrak adresi olan 7 For All Mankind, Harvey Nichols İstanbul’da…
…::yazının tamamı::…

Etiketler: 7 For All Mankind, dr, dünya, dünyaca ünlü, Harvey Nichols, İstanbul, moda, ünlü yıldızlar, yaz

İlgili Yazılar

“Wake up To Make up” (0)
W Istanbul’dan Lezzet Tutkunlarına Özel (0)
Plajlar bu yıl Harvey Nichols ile parıldayacak (0)
dVb ile bu yaz herkesin gözü sizde (0)
7 [...]
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

cam boyama - 30 Haziran 2008 Pazartesi 02:03:38:828

Tags: Boya, cam

No tag for this post.

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Missoni’den yazlık takılar - 12 Temmuz 2008 Cumartesi 17:53:16:818

Gerek bayan gerekse erkek hazır giyim koleksiyonuna baktığımızda da gördüğümüz gibi gösterişli detaylara düşkün olan Missoni’den yine abartıdan uzak kalınamamış bir takı koleksiyonu.
Kocaman zincirler, renkli büyük taşlar, iri küpeler ve renk cümbüşü. Kısacası Missoni takı koleksiyonu yaz sezonu için hazırlanmış harika bir koleksiyon, nedeni ise hangi kıyafetinizle kombinlerseniz kombinleyin içerisinde ona uyum sağlayack bir renk [...]
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

cam boyama

Tags: Boya, cam

No tag for this post.

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

DKNY Jeans’te indirim devam ediyor

Kıyafet ve aksesuarlarıyla dünya gençliğinin yaşam tarzını yönlendiren DKNY Jeans
stil sahipleri ve moda tutkunlarına tüm ürün gruplarında %50 indirim fırsatı sunuyor!
Kent yaşamını yansıtan tasarımlarıyla dünya çapında büyük bir hızla büyüyen DKNY Jeans, tüm ürün gruplarında %50 indirim kampanyası ile stil sahibi gençlere birbirinden şık ve sportif ürünler sunuyor.
2008 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu ile renkli dünyasında hayallerin sınır [...]
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Missoni’den yazlık takılar
Gerek bayan gerekse erkek hazır giyim koleksiyonuna baktığımızda da gördüğümüz gibi gösterişli detaylara düşkün olan Missoni’den yine abartıdan uzak kalınamamış bir takı koleksiyonu.
Kocaman zincirler, renkli büyük taşlar, iri küpeler ve renk cümbüşü. Kısacası Missoni takı koleksiyonu yaz sezonu için hazırlanmış harika bir koleksiyon, nedeni ise hangi kıyafetinizle kombinlerseniz kombinleyin içerisinde ona uyum sağlayack bir renk [...]

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 08:29:24:984

Güzellik için yani kendi güzelliğiniz için uygulamanız gereken bazı özel formiller ve uymanız gereken kurallar var.her başarı gibi güzel bir vücuda sahip olmak için de çaba göstermelisiniz !

biz kadınların güzelliğimiz için yaptığımız sayısız şey var. İşte zaman zaman hepimizin yaptığı, kolay uygulanabilecek, hayatın içinden güzellik önerileri.Pratik güzellik yöntemleri sayesinde çok fazla zaman harcamadan çok bakımlı […]

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 08:29:24:968

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 06:33:53:953

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 06:33:53:937

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:57:919

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 04:21:31:765

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:57:981

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:57:966

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:58:044

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:57:950

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 12:59:34:031

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:58:013

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 10:32:47:843

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 10:32:47:828

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Yazılım atınca kanallar neden silinir?

Merhaba arkadaşlar forumda daha yeniyim benim Next YE 2000CIS SUPER PLUS cihazım var yazılım attığımda tüm kanallar ve uydular siliniyor bunun sebebi nedir ve kanalların silinmemesi için ne yapmam gerekir. Birde atv euro2008 şifreyi girmeme rağmen seyredemiyorum sebebi ne olabilir. en son NEXT_YE-2000_CIS_SUPER_PLUS_QNEC122.34_061708_TK2C1N0_pz yazılım attım ,atv euro2008 şifreyi girmeme rağmen seyredemiyorum sebebi ne olabilir.

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Testino Kalabalığı - 22 Haziran 2008 Pazar 10:34:06:093
[#2: Edit Options>MightyAdsense>Adsense Code] Mario Testino bu aralar kalabalıkları seviyor. Burberry ve D&G reklamlarında kadrajı aktif gençlerle dolduran Mario Testino bu sahneyi kullanmaya başladı. Gerçi D&G her zaman klanlı kareleri reklam yapmayı sevdi. Ancak Burberry için gençleştirilmiş kalabalıklar yeni bir tarz.
Random PostsEbru Akel "Budist" mi oldu?Güzel Bir Cilt için Altın Kurallarİdeal Erkek Yok Ama Dergisi [...]

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Avril Lavigne 2008 Calendar

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Güzelliğinize güzellik katmak için !

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Beyaz tenliler güneşe çıkmayın !

Cildinizi ve sağlığınızı seviyorsanız bu yazıyı dikkatle okuyun..

Herkesin cilt tipini bilmesi ve yılda en az bir kere dermatoloğa görünmesi gerektiğini belirten uzmanlar, cilt tipine uygun koruyucuların ve bakım ürünlerinin kullanılması gerektiğini bildirdi. uzmanlar6 n, her cilt tipinin UV ışınlarına verdiği tepkinin farklı olduğunu ifade ederek, beyaz tenli açık renk gözlü kişilerin en korumasız grubu oluşturduğunu […]

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Küpenizi Yüzünüze Göre Seçin - 15 Haziran 2008 Pazar 21:59:03:189
Oval
Yüz şekliniz ovalse, en dikkat çeken özelliğiniz yüzünüzün uzunluğudur. Yüz simetrisini dengelemek için öncelikle tercih etmeniz gereken küpe modelleri, avize ve damla şeklinde olmalı. Küçük parçalar uzun suratlarda kaybolur. Büyük hacimli veya uzun sallantılı modeller yüz şeklinize yakışacaktır.
Dikdörtgen
Dikdörtgen bir yüz şekline sahipseniz, tercih etmeniz gereken küpe modelleri vidalı, klipsli, taşlı ya da taşsız olabilir ama [...]

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Gülüş Dizaynı - 30 Haziran 2008 Pazartesi 21:19:34:531

Mutluluğun en güzel ifadesi samimi bir gülüşle dışa yansır ve bulaşıcı bir dalga ile çevresine yayılır.

En sert ifade dahi tatlı bir tebessüm karşısında yumuşar.

Peki ama nedir gülüşü bu kadar tılsımlı kılan dersek;karşımıza kocaman bir yürek çıkar.

Evet gülüşe ruhu veren dünya üzerinde gülebilen tek canlı olan insanoğlunun kalbindeki güzelliktir.

Gülüşün mesleki kariyerde de […]

No tag for this post.
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

World is mine!!! - 12 Temmuz 2008 Cumartesi 17:53:16:927

Burası özünde bir moda blogu olduğu için, sizinle müzik konusunda pek konuşmadık. Müzik beni modadan sonra heyecanlandıran yegane şeydir, aslında moda olayına bu kadar dalmadan önce müzik vardı diyebilirim. Sizleri bilmiyorum ama ben elektronik müzik ve türevlerini seven bir şahsiyet olarak bugün çok heyecanlıyım. Yıllardır yollarını gözlediğimiz, şarkılarında dansedip, performanslarından görüntüler gördükçe delirdiğimiz, biricik David [...]

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Gülüş Dizaynı - 01 Temmuz 2008 Salı 01:01:48:468

No tag for this post.
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Gülüş Dizaynı - 30 Haziran 2008 Pazartesi 19:24:56:078

No tag for this post.

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

isim@soyad şeklinde msn açmak

şeklinde msn açamayan arkadaşlar isim@soyad şeklinde msn açamak için https://accountservices.passport.net...vv=500&lc=1055 ve açılan sayfadaki devam yazısına tıklayın....hadi kolay gelsin

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Gülüş Dizaynı

No tag for this post.

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Michael Kors ‘08 ilkbahar-yaz bayan koleksiyonu - 12 Temmuz 2008 Cumartesi 17:53:16:833

Modacılar yaz sezonunu açtıklarından beri hepimize birer gökkuşağı armağan etmiş gibiler. Morlar, fuşyalar, turuncular, yeşiller ve sarılar daha sakin renklere inat, koleksiyonların renk paletlerinde olanca canlılıkları ile karşımıza çıkıyorlar. Michael Kors’un vazgeçilmez beyazı ve pastel tonları yaz mevsiminde kadınların hem yaratıcılıklarını hem de rahatlığını sınıyor.
Mavi… temizlik, sadelik, özgürlük
Sarı… bereket, yücelik, pozitif enerji
Kırmızı… arzu, tutku, aşk
Beyaz… [...]
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Samsonite iyi tatiller diler

Sıcak yaz günlerinin gelmesi ile bSeyahatte kalitenin ve stilin simgesi Samsonite, sağlamlığıyla dünya çapında haklı bir üne sahip seyahat setleriyle tatili daha keyifli bir hale getiriyor. Seyahatlerin vazgeçilmez parçası Samsonite, tatil yolculuğunda konfor, estetik ve fonksiyonellik arayanlara hitap ediyor.
Seyahatte kalitenin ve stilin simgesi Samsonite, sağlamlığıyla dünya çapında haklı bir üne sahip seyahat setleriyle tatili daha [...]

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Sophie Monk - Hollywood candids

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Michael Kors ‘08 ilkbahar-yaz bayan koleksiyonu
Modacılar yaz sezonunu açtıklarından beri hepimize birer gökkuşağı armağan etmiş gibiler. Morlar, fuşyalar, turuncular, yeşiller ve sarılar daha sakin renklere inat, koleksiyonların renk paletlerinde olanca canlılıkları ile karşımıza çıkıyorlar. Michael Kors’un vazgeçilmez beyazı ve pastel tonları yaz mevsiminde kadınların hem yaratıcılıklarını hem de rahatlığını sınıyor.
Mavi… temizlik, sadelik, özgürlük
Sarı… bereket, yücelik, pozitif enerji
Kırmızı… arzu, tutku, aşk
Beyaz… [...]

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Natasha Poly - Vogue Paris, June/July 2008

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Michelle Hunziker - sexy thong bikini

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Angelina Jolie - Vanity Fair, June 2008

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

LeeLee Sobieski - Photoshoot in Central Park

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

null - 12 Temmuz 2008 Cumartesi 11:53:05:333

Britney Spears, Hilary Duff, Lindsay Lohan' ların dönemi bitti.

Çok değil 5 sene önce bu isimlerin bir kısmını kapak yapan Vanity Fair Ağustos sayısını yeni gençlik idollerine ayırmış.

Ülkemizde de bu sonbaharda Cnbc-e de yayınlanması beklenen Gossip Girl'ün şımarık ve zengin kızlarının her giydikleri bir süredir gencinden yaşlısına tüm Amerika'da ilgiyle izleniyordu.

Bakalım burada ne kadar trend belirleyici olacaklar.

Dip not: Bu arada kapaktaki o ayağın hali nedir öyle, niçin dışarı çıkarmışlar?

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Dita Von Teese - Bizarre Magazine, August 2008

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

BURAK CANLI kadınlar öküz sever

* Kadınlar Öküz Sever *

*Bir kaç gün önce Rectoa'nın yazısında
"Kadınlar Hintli gibidir öküze taparlar" cümlesini okuyunca kaseti
bir iki defa başa sardım,tekrar okudum.Kadınlar için yapılmış en
doğru eleştirilerden biri olmuş.Evet kadınlar öküz sever bunu
kabul ediyorum, sizlerde etmelisiniz hanımlar.

Kadınların öküz sevdiğini kabul ettik etmesine ama bu cümle;
genelinde kadınlara bir eleştiri gibi dursa da erkeklerin bir kısmının
öküze benzediğinin de itirafıdır.
Peki erkeklerin bazılarını öküz sınıfına sokan özellikleri neler ?

1. Öküz erkekler tahmin edebileceğiniz gibi çok zeki olmazlar.
Kadının kuvvetli çenesi ve kurnaz oyunları karşısında kısa
sürede nakavt olurlar.Çenede yenik düşen adam kolay
toparlanamaz.Kılibik olmaya müsaittir.Hayatın müşterek olduğu
laf salatasını yapın, bulaşıkları yıkatın.

2. Kadının ufacık bir bakışından, işvesinden,ses tonundan hatta
ayak bileğinden "trene bakan öküz" sendromuna kapılıp,
fantezilerinin esiri olurlar.Bu aşamaya gelmiş adam bir
dediğinizi iki etmez.Süründürün.

3. Bu erkekler çoğunlukla bir gıda şirketinin veliahtı olur
"peynirciler kralı"
"zeytinoğulları'nın veliahtı"
"höşmerimcigiller prensi" gibi lakapları vardır. Aileleri büyük
olunca haliyle arabaları, göbekleri,cüzdanları kocaman olur.
Bu ök...pardon prenslere (!) mankenler ve sarışın güzel kızlar
hasta olur. "çokk tatlı göbeğinnnn var safffetttt" en sevdikleri
hint şarkısıdır.Güzel değilseniz çok şanslısınız.

4. Çapkın,kibirli ve şiddete meraklıdırlar.
"1500 kadınla yattım hiç bişey anlamadım" demeleri, kadınların iç
çamaşırlarını sahneye atmalarına yeter.Koluna bir haftalığına
taktığı kadını duvardan duvara çarpması,öküzlüğün sevgi gösterisidir.
Yüzü gözü morluk içindeki hatun
"Miami'ye gittik deniz kestanesi battı"
diyerek sevgili öküzünü ve cüzdanını bir kaç gün daha garantiler.

5. Giyim zevkleri başıboştur. Elvis Presley ve İbrahim Tatlıses
arasında bocalarlar. Kol manşetlerinde isimlerinin baş harfi
yazan pahalı gömlekler, altın kol düğmeleri, parıltılı ceketler
giyerler ama malum "sırtına altın semerde vursan....." atasözü
gereği bu zahmetler boşadır.Hintli değilseniz bu erkeklerden
kaçın.Metroseksüel yapacağım diye uğraşmayın,boşa gider.
Sonuçta bir tane makyajlı öküzünüz olur.

Tapılan öküzün cinsi, kadının Hindistan'ın hangi bölgesinde
yaşadığına göre değişir.Yazdığım özellikler benim yaşadığım
yukarıdelhi bölgesinin öküz türü.Sizin oralarda kimbilir ne öküzler vardır,
Allah bereket versin *

--
Op. Dr. M. Tufan
www.ortopedi.tr.gg
www.cennettesin.tr.gg

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "BURAKCANLI" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : BURAKCANLI@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: BURAKCANLI-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/BURAKCANLI?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı (OKS) sonuçları açıklandı. TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Öğrencisi Erknaz Ecehan Erk ve TED Malatya Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Öğrencisi Hamit Doruk Aktan, Türkiye birincisi oldular.

TED Ankara Koleji İlköğretim Okulu 8-C sınıfı öğrencisi Erknaz Ecehan Erk, 2007-2008 öğretim yılında 8. sınıflar düzeyinde okul birincisi oldu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevin Erk ile Doktor Eczacı Erkan Erk’in kızı olan Erknaz Ecehan Erk’in, daha önce 6. ve 7. sınıflar düzeyinde de birincilikleri bulunuyor. Erk, klasik müzik ile ilgileniyor ve çok iyi derecede piyano çalıyor.

2001–2002 öğretim yılından beri TED Malatya Koleji öğrencisi olan Hamit Doruk Aktan, OKS’de 100 sorunun tümüne doğru cevap vererek 500 tam puan aldı. Şekerbank Malatya Şubesi Müdürü Ayşe Elif Aktan ile İşadamı Vahap Saner Aktan’ın oğlu olan Hamit Doruk Aktan, futbol, basketbol ve yüzme sporlarıyla ilgileniyor; matematik ve bilgisayar konularına büyük ilgi duyuyor.

Büyük heyecan

905 bin 930 adayın girdiği OKS’de 874 bin 709 adayın puanı hesaplanmaya değer bulundu. 31 bin 221 kişi ham puan barajını aşamayarak 0 puan aldı. OKS’de Matematik-Fen (MF) ve Türkçe-Matematik (TM) puan türlerinde 97 öğrenci 500 tam puan alarak birinci oldu. 263 öğrenci sınavda yöneltilen 100 sorunun tamamını doğru yanıtladı; ancak, ilköğretim başarı puanı katılarak yapılan hesaplamaya göre, 97 öğrenci 500 tam puan aldı.

www.turkegitimdernegi.org.tr

Türk Eğitim Derneği, 1928 yılında, Atatürk’ün önderliğinde ve çoğu Cumhuriyetin kurucuları arasında yer alan isimlerin bir araya gelmesiyle kurulmuştur. Başarılı fakat olanakları sınırlı öğrencilere burslar vermeyi, yurt içinde ve dışında yabancı dilde eğitim veren okullar ve yurtlar açmayı, Türk eğitim standartlarını çağdaş seviyeye taşıyacak bilimsel platformlar oluşturmayı, eğitim sisteminin sorunları ve çözümleri konusunda toplumu bilinçlendirmeyi ve Türk eğitim politikasının oluşturulmasına katkıda bulunmayı misyon edinmiş köklü bir sivil toplum örgütüdür. Türk Eğitim Derneği, ülke genelinde 22 okulu, 1 temsilciliği, 1 öğrenci yurdu, mezun dernekleri ve okullarının spor kulüpleri ile faaliyet göstermektedir.

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

..:: HayaLMeyaL ::.. A Ş K

Yunan mitolojisindeki aşkla ilgili hikayeler her zaman çok renkli, yaratıcı ve entrika doludur (Homeros saolsun). Günümüzde kullandığımız kelimelerin birçoğu, özellikle Avrupa dillerindeki kelimeler, Yunan Mitolojisi'nden etkilenmiştir. Burada aşkla ilgili birkaç hikayeyi ve bunların günümüze yansımalarını göreceğiz. Platonik (karşılıksız) aşkı, aşkta güveni, ve ruh eşi konularını ele alan üç hikaye ile şekilleneceğiz.

Ilk olarak, platonik aşk... Bu terim, Platon'dan gelmektedir(bu kısım mitoloji değil gerçektir, tabii ki). Kendisi okulunda bir öğrencisine aşık olmuştur ve o zamanlar kızlarla erkekler ayrı ayrı eğitim görmektedirler. Burdan anlıyoruz ki Platon bir erkek öğrencisine aşık olmuştur ve karşılık alamamıştır, bu tür aşka da adını vermiştir (ama platonik aşkın homoseksüellikle bir alakası yoktur).

Karşılıksız aşkın yansıması olarak Echo'nun hikayesi bir örnektir... Echo'nun da kitaptan kitaba değişen hikayeleri bulunmaktadır.

Pan, mitolojide çoban ve sürülerin yarı insan-yarı keçi tanrısıdır; flüt çalmaktadır ve yaptığı müzik, "panik" kelimesinin de kökenidir ve hareketli, neşeli, hatta gürültücüdür.

Pan, bir gün küçük bir vadiden geçerken bir nenfin (nymph) şarkı söylediğini işitir. Bu bir orman perisi olan Echo'dur. Yalnızlığı seven, Zeus'un perileri olan "muse"lerden flüt çalmayı ve şarkı söylemeyi öğrenen bu genç kız Echo, insan topluluğundan ve tanrılardan kaçar, evlenmek istemezdi. Onun ahenkli ve berrak sesini duyan Pan, ona karşı vahşi bir sevgi duydu. Onun yeteneğini kıskanan ve onun güzelliğinden istifade edemeyen bu keçi sakallı mabut, etraftaki bütün çobanların yollarını şaşırttı. Bu şaşkınlıkla bir gün nenfe hücum ettiler, onu öldürdüler ve vücudunun parçalarını dağıttılar. O günden beri, her tarafa dağılmış olan Echo'nun kendine özel bir yeri yoktur. Gürültüyü duyduğu her yerdedir. Ölümden sonra da müzik hafızasını kaybetmemiştir. Kulağına çarpan sesleri tekrarlar.

Diğer bir masala göre de Echo'nun felaketine sebep olan Pan değil, baş tanrı Zeus'tur. Bir gün Çapkın Zeus arza inerek bazı güzel nenfleri ziyaret etmişti. Evlilik tanrışası olan kıskanç karısı Hera onu yakalamak istediği zaman Echo onun dikkatini başka tarafa çekti ve uzun tutarak nenflerin saklanmaları için vakit kazandırdı; fakat Hera bu hileyi anlamıştı. Sözleriyle kendisini aldatmış olduğundan, ona ceza olarak söz söylemesini kısıtlayacağını bildirdi. Hera'nın emri yerine geldi. O zamandan beri Echo, hiçbir zaman ilk defa söze başlayamaz ve ona söz söylendiği zaman susamaz. Ancak durmadan işittiği seslerin son kısmını tekrar eder.

Başka bir masala göre de (ki bu bence en güzelidir), Echo, geyikleri kovalıyan bir avcı gördü. Adı Narcisse olan bu genç avcıdan daha yakışıklı bir delikanlı az bulunurdu. Onu görür görmez Echo şiddetli bir aşka tutuldu. Gizlice onu takip ediyor, günden güne aşkı alevleniyordu. Derdini açığa vuramıyordu. Delikanlı da izlendiğini hissediyor ve rahatsız olup ormanlara kaçarak gizleniyordu. Ümitsizliğe kapılan Echo başarısızlığını saklamak için derin bir mağaraya kapandı. Artık dağlarda görünmez olmuştu. Beslediği aşk onu günden güne eritti. Bütün vücudu tükendi, kanı çekildi. Ondan geriye yalnız kemikleriyle sesi kaldı. Kemikleri kaya şeklini aldılar, sesi de her tarafta dolaşarak seslenenlere cevap verir oldu.

Diğer taraftan Narcisse'in "narsist kişilik bozukluğu"na da isim veren yersiz gururu tanrıları kızdırmıştı. Onun bu anlamsız gururunu ve katı kalbini cezalandırmak için, ona garip bir heves verdiler. Bir gün av ve yaz sıcağının yorgunluğu ile sakin ve şeffaf bir pınarın başına geldi. Su ayna gibi parlaktı. Narcisse su içmek için eğildi ve berrak suya yansıyan yüzünü gördü. Suda aksini görüp büyülenen Narcisse hareketsiz kalmıştı. Adeta aşkla aksine bakıyordu, hiçbir kuvvet onu ordan ayıramıyordu. Yavaş yavaş, güneşin altındaki buz gibi, renginin solduğunu ve eridiğini gördü. Güneş onu yakarak bitirdiği zaman kızkardeşleri onun için ağladılar ve mezarının üstüne koymak için saçlarını kestiler. Cesedi götürmek için hazırlandıkları vakit, onun yerinde sarı ve beyaz bir çiçek buldular ki bu çiçek onun adını taşıyan nergistir......

Aşkta güven... Aşk nasıl da kör olmaktır, karanlıkta sevgilinin yüzünü ancak dokunarak görebilmektir, onun istediklerini yapmak, bundan sonsuz mutluluk duymaktır, bu mutluluksa karşılık bekleyerek ya da içerde kuşkular (sinsi sinsi) taşıyarak olacak iş değildir...

Yunan mitolojisi ne de güzel sembollerle anlatmıştır "güven"i ve "teslimiyet"i... Işte Psyche'nin hikayesi bunun en içten anlatımıdır.

Psyche, bir kralın üç kızından biriydi; fakat o kardeşlerinden farklı olarak o kadar büyüleyici bir güzelliğe sahipti ki herkes Afrodit'i bırakmış, ona tapınmaya başlamıştı. Afrodit tapınağının sunakları artık bomboştu ve herkes hediyelerini Psyche'ye götürüyordu. Bu durumdan aşk tanrıçası Afrodit küplere biniyor, kıskançlığından çatlıyordu. Intikam almak için iş başa düşünce oğlu Eros'a gitti ve onun için Psyche'ye cezasını vermesini istedi.

Halk, Psyche'ye taparken babası ve Psyche bu durumdan hoşnut değillerdi, çünkü Psyche artık aşık olmak ve evlenmek istiyordu, fakat kimse bir kralın kızı olan bu büyüleyici kadına yaklaşmaya cesaret edemiyordu.. Halkın gözünde Psyche artık tanrıçalaştırılmıştı. Bu duruma üzülen kral, ailesini alıp geleceği sormak için bir kahine gitti. Kahin, Psyche'nin mutluluğu için onu alıp bir dağın tepesine çıkmaları gerektiğini, ordaki uçurumun kenarında bekleyen Psyche'yi dev bir kara yılanın gelip alacağını ve kocasına götüreceğini söyledi. Önce bu duruma çok üzülseler de başka çözümleri olmadığını anlayan aile, kızlarını uçurumun kenarına götürdüler ve o sırada pamuk gibi beyaz bir bulut geldi, Psyche'yi içine aldı ve kız derin, yumuşak ve ılık bir uykuya daldı. Bulut onu çok uzakta bir sırça saraya götürdü. Psyche gözlerini açtığında etrafında onun hizmetkarları olacak melekler vardı.

Hizmetkarları Psyche'nin bir dediğini iki yapmıyorlardı ve Psyche günlerini sadece gece odası kapkaranlıkken gelen kocasını bekleyerek geçiriyordu. Eşinin Psyche'den sevgisi karşılığında tek istediği, onun yüzünü görmeye çalışmaması ve ona sonsuz güvenmesiydi. Psyche de bu durumdan memnundu, çünkü kocası da çevresindeki diğerleri de her istediğini yapıyorlar, onu çok seviyorlardı.

Gel zaman git zaman, Psyche mutsuz olmaya başladı, çünkü kocası onu bu altın kafeste mutlu etse de ailesini özlüyordu, onları görmek için çıldırıyordu. Bir gün kocasına bu isteğinden bahsetti, kocasıysa bir şartla gidip onları görebileceğini söyledi; Psyche'den bir şey yapmasını isterlerse onu yapmayacaktı... Psyche'nin isteği karşılığında bu, çok kolay bir şarttı..

Ailesinin yanına gittiğinde hepsi onu özlemle karşıladılar. Hepsi birbirini çok özlemişti, onu çok merak etmişlerdi, bir sürü sorular soruyorlardı ve duyduklarıyla dehşete düşüyorlardı. Psyche, kocasını sadece geceleri yanında bulduğunu ve asla yüzünü göremediğini ama çok iyi kalpli bir insan olduğunu ve onu çok sevdiğini anlatınca kızkardeşleri kıskançlıktan çatlarken, gayet fesatça bir fikir ürettiler; belki de Psyche'nin kocası gerçekleri saklamaya çalışan bir canavardı ya da o kadar çirkindi ki bundan çok utanıyordu... Fesatça fikirlerinin ardından, Psyche'nin kafasını bir sürü sorularla doldurdular, ve ona bir gece kocası uyurken bir hançer alıp mum ışığında bakmasını söylediler.

Psyche eve döndüğünde aklını bu sorular kemiriyordu ve akşam merakına yenik düştü, kocası uyumuşken eline bir mum, bir de canavarsa ve uyanıp saldırırsa diye hançer alıp kocasının yüzüne doğru eğildi. Güllerle kaplı bir yatakta yatan dünyanın en yakışıklı, en mükemmel erkeğini, kocaman beyaz kanatlarını ve yanında duran bir okla yayları gördü. Kocası aşk tanrısı, Eros'tu. Psyche adeta büyülenmişti ve kocasına bir kez daha aşık olmuştu. Bakarken, elindeki mumu unuttu, ve dalgınlığından mumdan kızgın bir damla Eros'un kanatlarına damladı. Damlanın verdiği sıcaklıkla uyanan Eros, ondan istediği tek şeyi de yapmayan Psyche'yi görünce hayalkırıklığına uğradı ve pencereden uçarak onu terk etti.

Psyche ne yapacağını şaşırdı, teker teker tüm tanrılara gidip Eros'u ona geri dönmesi için ikna etmelerine yalvardı, fakat Eros Olimpos Dağı'nın tepesinden Psyche'yi sadece seyrediyordu, onu hala çok seviyordu fakat yaşattığı hayalkırıklığını unutamıyordu. Psyche, son şansı olarak kendisinden nefret ettiğini bildiği Afrodit'e yalvarmaya gitti. Afrodit ise onu soğuk ve düşmanca bir gülümseyişle karşıladı, ve onun iyi bir eş olup olamayacağını test edeceğini söyledi(kaynana). Psyche'ye yapmadığını bırakmadı, önce bir sürü tahılın içinden tane buğdayları ayırttı (neyse ki karıncalar yardımına koştu), sonra da gidip altın koyunların tüylerini kırpmasını istedi (bu vahşi koyunları kırpması ve yünlerini eğirmesi için çoban yardımcı oldu ve öğlen hepsini kavalıyla uyuttu), son olarak da Hades'in karısı Persephone'den büyülü makyaj kutusunu almasını ama ne olursa olsun kutunun içine bakmamasını söyledi. Malesef Psyche bir kez daha merakının gazabına uğradı ve zor da olsa alabildiği kutunun içini açıp baktı, kutunun içindeyse gözle görülebilir bir şey yoktu; sadece ölüm uykusu...

Psyche orada uyuyakaldı ve nefes alışı durdu. Bunu gören Zeus daha fazla dayanamadı, Eros'u yanına çağırdı ve buna bir son vermesini, artık onu affetmesini söyledi. Eros, gidip Psyche'yi alıp Olimpos Dağı'na getirdi. Zeus'un önünde Psyche'ye önce ambrosia içirip ölümsüzlüğe kavuşturdular, sonra da Psyche ile Eros evlendi. Tanrı ve tanrıçaların arasında sonsuza dek mutlu yaşadılar. Ah..

Güven, aşk... "Aşk"ını bulmuş bir "ruh"..

--
Op. Dr. M. Tufan
www.ortopedi.tr.gg
www.cennettesin.tr.gg
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
''??? ???? ???????? g?zl????? ?? ???l???? ??g????? ??????,
?????l???? ..::????l????l::.. ????? ??g?l? g?zl?????''

Grup Sahibi : Tarık & 1oooNuR
TcveCt@gmail.com
binnur.1000nur@gmail.com

http://groups.google.com/group/HayaLMeyaL
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hollywood un en iyi göğüsleri

In Touch Weekly dergisi tarafından yapılan Hollywood ‘un En Güzel Göğüsleri anketi ilginç sonuçlandı. İşte sıralama ve fotoğraflar…

10. Beyoncé Knowles

9. Megan Fox

8. Jennifer Aniston

7. Audrina Patridge

6. Katherine Heigl

5. Lindsay Lohan

4. Carmen Electra

3. Scarlett Johansson

2. Tyra Banks

1. Jessica Simpson

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

BURAK CANLI A Ş K

Yunan mitolojisindeki aşkla ilgili hikayeler her zaman çok renkli, yaratıcı ve entrika doludur (Homeros saolsun). Günümüzde kullandığımız kelimelerin birçoğu, özellikle Avrupa dillerindeki kelimeler, Yunan Mitolojisi'nden etkilenmiştir. Burada aşkla ilgili birkaç hikayeyi ve bunların günümüze yansımalarını göreceğiz. Platonik (karşılıksız) aşkı, aşkta güveni, ve ruh eşi konularını ele alan üç hikaye ile şekilleneceğiz.

Ilk olarak, platonik aşk... Bu terim, Platon'dan gelmektedir(bu kısım mitoloji değil gerçektir, tabii ki). Kendisi okulunda bir öğrencisine aşık olmuştur ve o zamanlar kızlarla erkekler ayrı ayrı eğitim görmektedirler. Burdan anlıyoruz ki Platon bir erkek öğrencisine aşık olmuştur ve karşılık alamamıştır, bu tür aşka da adını vermiştir (ama platonik aşkın homoseksüellikle bir alakası yoktur).

Karşılıksız aşkın yansıması olarak Echo'nun hikayesi bir örnektir... Echo'nun da kitaptan kitaba değişen hikayeleri bulunmaktadır.

Pan, mitolojide çoban ve sürülerin yarı insan-yarı keçi tanrısıdır; flüt çalmaktadır ve yaptığı müzik, "panik" kelimesinin de kökenidir ve hareketli, neşeli, hatta gürültücüdür.

Pan, bir gün küçük bir vadiden geçerken bir nenfin (nymph) şarkı söylediğini işitir. Bu bir orman perisi olan Echo'dur. Yalnızlığı seven, Zeus'un perileri olan "muse"lerden flüt çalmayı ve şarkı söylemeyi öğrenen bu genç kız Echo, insan topluluğundan ve tanrılardan kaçar, evlenmek istemezdi. Onun ahenkli ve berrak sesini duyan Pan, ona karşı vahşi bir sevgi duydu. Onun yeteneğini kıskanan ve onun güzelliğinden istifade edemeyen bu keçi sakallı mabut, etraftaki bütün çobanların yollarını şaşırttı. Bu şaşkınlıkla bir gün nenfe hücum ettiler, onu öldürdüler ve vücudunun parçalarını dağıttılar. O günden beri, her tarafa dağılmış olan Echo'nun kendine özel bir yeri yoktur. Gürültüyü duyduğu her yerdedir. Ölümden sonra da müzik hafızasını kaybetmemiştir. Kulağına çarpan sesleri tekrarlar.

Diğer bir masala göre de Echo'nun felaketine sebep olan Pan değil, baş tanrı Zeus'tur. Bir gün Çapkın Zeus arza inerek bazı güzel nenfleri ziyaret etmişti. Evlilik tanrışası olan kıskanç karısı Hera onu yakalamak istediği zaman Echo onun dikkatini başka tarafa çekti ve uzun tutarak nenflerin saklanmaları için vakit kazandırdı; fakat Hera bu hileyi anlamıştı. Sözleriyle kendisini aldatmış olduğundan, ona ceza olarak söz söylemesini kısıtlayacağını bildirdi. Hera'nın emri yerine geldi. O zamandan beri Echo, hiçbir zaman ilk defa söze başlayamaz ve ona söz söylendiği zaman susamaz. Ancak durmadan işittiği seslerin son kısmını tekrar eder.

Başka bir masala göre de (ki bu bence en güzelidir), Echo, geyikleri kovalıyan bir avcı gördü. Adı Narcisse olan bu genç avcıdan daha yakışıklı bir delikanlı az bulunurdu. Onu görür görmez Echo şiddetli bir aşka tutuldu. Gizlice onu takip ediyor, günden güne aşkı alevleniyordu. Derdini açığa vuramıyordu. Delikanlı da izlendiğini hissediyor ve rahatsız olup ormanlara kaçarak gizleniyordu. Ümitsizliğe kapılan Echo başarısızlığını saklamak için derin bir mağaraya kapandı. Artık dağlarda görünmez olmuştu. Beslediği aşk onu günden güne eritti. Bütün vücudu tükendi, kanı çekildi. Ondan geriye yalnız kemikleriyle sesi kaldı. Kemikleri kaya şeklini aldılar, sesi de her tarafta dolaşarak seslenenlere cevap verir oldu.

Diğer taraftan Narcisse'in "narsist kişilik bozukluğu"na da isim veren yersiz gururu tanrıları kızdırmıştı. Onun bu anlamsız gururunu ve katı kalbini cezalandırmak için, ona garip bir heves verdiler. Bir gün av ve yaz sıcağının yorgunluğu ile sakin ve şeffaf bir pınarın başına geldi. Su ayna gibi parlaktı. Narcisse su içmek için eğildi ve berrak suya yansıyan yüzünü gördü. Suda aksini görüp büyülenen Narcisse hareketsiz kalmıştı. Adeta aşkla aksine bakıyordu, hiçbir kuvvet onu ordan ayıramıyordu. Yavaş yavaş, güneşin altındaki buz gibi, renginin solduğunu ve eridiğini gördü. Güneş onu yakarak bitirdiği zaman kızkardeşleri onun için ağladılar ve mezarının üstüne koymak için saçlarını kestiler. Cesedi götürmek için hazırlandıkları vakit, onun yerinde sarı ve beyaz bir çiçek buldular ki bu çiçek onun adını taşıyan nergistir......

Aşkta güven... Aşk nasıl da kör olmaktır, karanlıkta sevgilinin yüzünü ancak dokunarak görebilmektir, onun istediklerini yapmak, bundan sonsuz mutluluk duymaktır, bu mutluluksa karşılık bekleyerek ya da içerde kuşkular (sinsi sinsi) taşıyarak olacak iş değildir...

Yunan mitolojisi ne de güzel sembollerle anlatmıştır "güven"i ve "teslimiyet"i... Işte Psyche'nin hikayesi bunun en içten anlatımıdır.

Psyche, bir kralın üç kızından biriydi; fakat o kardeşlerinden farklı olarak o kadar büyüleyici bir güzelliğe sahipti ki herkes Afrodit'i bırakmış, ona tapınmaya başlamıştı. Afrodit tapınağının sunakları artık bomboştu ve herkes hediyelerini Psyche'ye götürüyordu. Bu durumdan aşk tanrıçası Afrodit küplere biniyor, kıskançlığından çatlıyordu. Intikam almak için iş başa düşünce oğlu Eros'a gitti ve onun için Psyche'ye cezasını vermesini istedi.

Halk, Psyche'ye taparken babası ve Psyche bu durumdan hoşnut değillerdi, çünkü Psyche artık aşık olmak ve evlenmek istiyordu, fakat kimse bir kralın kızı olan bu büyüleyici kadına yaklaşmaya cesaret edemiyordu.. Halkın gözünde Psyche artık tanrıçalaştırılmıştı. Bu duruma üzülen kral, ailesini alıp geleceği sormak için bir kahine gitti. Kahin, Psyche'nin mutluluğu için onu alıp bir dağın tepesine çıkmaları gerektiğini, ordaki uçurumun kenarında bekleyen Psyche'yi dev bir kara yılanın gelip alacağını ve kocasına götüreceğini söyledi. Önce bu duruma çok üzülseler de başka çözümleri olmadığını anlayan aile, kızlarını uçurumun kenarına götürdüler ve o sırada pamuk gibi beyaz bir bulut geldi, Psyche'yi içine aldı ve kız derin, yumuşak ve ılık bir uykuya daldı. Bulut onu çok uzakta bir sırça saraya götürdü. Psyche gözlerini açtığında etrafında onun hizmetkarları olacak melekler vardı.

Hizmetkarları Psyche'nin bir dediğini iki yapmıyorlardı ve Psyche günlerini sadece gece odası kapkaranlıkken gelen kocasını bekleyerek geçiriyordu. Eşinin Psyche'den sevgisi karşılığında tek istediği, onun yüzünü görmeye çalışmaması ve ona sonsuz güvenmesiydi. Psyche de bu durumdan memnundu, çünkü kocası da çevresindeki diğerleri de her istediğini yapıyorlar, onu çok seviyorlardı.

Gel zaman git zaman, Psyche mutsuz olmaya başladı, çünkü kocası onu bu altın kafeste mutlu etse de ailesini özlüyordu, onları görmek için çıldırıyordu. Bir gün kocasına bu isteğinden bahsetti, kocasıysa bir şartla gidip onları görebileceğini söyledi; Psyche'den bir şey yapmasını isterlerse onu yapmayacaktı... Psyche'nin isteği karşılığında bu, çok kolay bir şarttı..

Ailesinin yanına gittiğinde hepsi onu özlemle karşıladılar. Hepsi birbirini çok özlemişti, onu çok merak etmişlerdi, bir sürü sorular soruyorlardı ve duyduklarıyla dehşete düşüyorlardı. Psyche, kocasını sadece geceleri yanında bulduğunu ve asla yüzünü göremediğini ama çok iyi kalpli bir insan olduğunu ve onu çok sevdiğini anlatınca kızkardeşleri kıskançlıktan çatlarken, gayet fesatça bir fikir ürettiler; belki de Psyche'nin kocası gerçekleri saklamaya çalışan bir canavardı ya da o kadar çirkindi ki bundan çok utanıyordu... Fesatça fikirlerinin ardından, Psyche'nin kafasını bir sürü sorularla doldurdular, ve ona bir gece kocası uyurken bir hançer alıp mum ışığında bakmasını söylediler.

Psyche eve döndüğünde aklını bu sorular kemiriyordu ve akşam merakına yenik düştü, kocası uyumuşken eline bir mum, bir de canavarsa ve uyanıp saldırırsa diye hançer alıp kocasının yüzüne doğru eğildi. Güllerle kaplı bir yatakta yatan dünyanın en yakışıklı, en mükemmel erkeğini, kocaman beyaz kanatlarını ve yanında duran bir okla yayları gördü. Kocası aşk tanrısı, Eros'tu. Psyche adeta büyülenmişti ve kocasına bir kez daha aşık olmuştu. Bakarken, elindeki mumu unuttu, ve dalgınlığından mumdan kızgın bir damla Eros'un kanatlarına damladı. Damlanın verdiği sıcaklıkla uyanan Eros, ondan istediği tek şeyi de yapmayan Psyche'yi görünce hayalkırıklığına uğradı ve pencereden uçarak onu terk etti.

Psyche ne yapacağını şaşırdı, teker teker tüm tanrılara gidip Eros'u ona geri dönmesi için ikna etmelerine yalvardı, fakat Eros Olimpos Dağı'nın tepesinden Psyche'yi sadece seyrediyordu, onu hala çok seviyordu fakat yaşattığı hayalkırıklığını unutamıyordu. Psyche, son şansı olarak kendisinden nefret ettiğini bildiği Afrodit'e yalvarmaya gitti. Afrodit ise onu soğuk ve düşmanca bir gülümseyişle karşıladı, ve onun iyi bir eş olup olamayacağını test edeceğini söyledi(kaynana). Psyche'ye yapmadığını bırakmadı, önce bir sürü tahılın içinden tane buğdayları ayırttı (neyse ki karıncalar yardımına koştu), sonra da gidip altın koyunların tüylerini kırpmasını istedi (bu vahşi koyunları kırpması ve yünlerini eğirmesi için çoban yardımcı oldu ve öğlen hepsini kavalıyla uyuttu), son olarak da Hades'in karısı Persephone'den büyülü makyaj kutusunu almasını ama ne olursa olsun kutunun içine bakmamasını söyledi. Malesef Psyche bir kez daha merakının gazabına uğradı ve zor da olsa alabildiği kutunun içini açıp baktı, kutunun içindeyse gözle görülebilir bir şey yoktu; sadece ölüm uykusu...

Psyche orada uyuyakaldı ve nefes alışı durdu. Bunu gören Zeus daha fazla dayanamadı, Eros'u yanına çağırdı ve buna bir son vermesini, artık onu affetmesini söyledi. Eros, gidip Psyche'yi alıp Olimpos Dağı'na getirdi. Zeus'un önünde Psyche'ye önce ambrosia içirip ölümsüzlüğe kavuşturdular, sonra da Psyche ile Eros evlendi. Tanrı ve tanrıçaların arasında sonsuza dek mutlu yaşadılar. Ah..

Güven, aşk... "Aşk"ını bulmuş bir "ruh"..

--
Op. Dr. M. Tufan
www.ortopedi.tr.gg
www.cennettesin.tr.gg
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "BURAKCANLI" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : BURAKCANLI@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: BURAKCANLI-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/BURAKCANLI?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin

BURAK CANLI DİYOR Kİ "Her şeyden önce bu gruba gönderilen mailler ve yazışmalar tamamiyle maili gruba gönderenin sorumluluğu altındadır.Sanal bir ortamda yazışmalar yapılmaktadır.Bu nedenden dolayı her maili okuyup incelemek mümkün olmamaktadır.Bu yollanan maillerle ilgili grup yöneticilerinin, grup sahibinin ve de maili yollayan üye dışındaki grup üyelerinin her hangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Hakaret, seks, küçük düşürücü, onur kırıcı, ahlak dışı, hukuka aykırı mesajlar göndermekten kaçınalım. BURAK CANLI
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

¦¦--Yağmur E-Mail--¦¦ A Ş K
Yunan mitolojisindeki aşkla ilgili hikayeler her zaman çok renkli, yaratıcı ve entrika doludur (Homeros saolsun). Günümüzde kullandığımız kelimelerin birçoğu, özellikle Avrupa dillerindeki kelimeler, Yunan Mitolojisi'nden etkilenmiştir. Burada aşkla ilgili birkaç hikayeyi ve bunların günümüze yansımalarını göreceğiz. Platonik (karşılıksız) aşkı, aşkta güveni, ve ruh eşi konularını ele alan üç hikaye ile şekilleneceğiz.

Ilk olarak, platonik aşk... Bu terim, Platon'dan gelmektedir(bu kısım mitoloji değil gerçektir, tabii ki). Kendisi okulunda bir öğrencisine aşık olmuştur ve o zamanlar kızlarla erkekler ayrı ayrı eğitim görmektedirler. Burdan anlıyoruz ki Platon bir erkek öğrencisine aşık olmuştur ve karşılık alamamıştır, bu tür aşka da adını vermiştir (ama platonik aşkın homoseksüellikle bir alakası yoktur).

Karşılıksız aşkın yansıması olarak Echo'nun hikayesi bir örnektir... Echo'nun da kitaptan kitaba değişen hikayeleri bulunmaktadır.

Pan, mitolojide çoban ve sürülerin yarı insan-yarı keçi tanrısıdır; flüt çalmaktadır ve yaptığı müzik, "panik" kelimesinin de kökenidir ve hareketli, neşeli, hatta gürültücüdür.

Pan, bir gün küçük bir vadiden geçerken bir nenfin (nymph) şarkı söylediğini işitir. Bu bir orman perisi olan Echo'dur. Yalnızlığı seven, Zeus'un perileri olan "muse"lerden flüt çalmayı ve şarkı söylemeyi öğrenen bu genç kız Echo, insan topluluğundan ve tanrılardan kaçar, evlenmek istemezdi. Onun ahenkli ve berrak sesini duyan Pan, ona karşı vahşi bir sevgi duydu. Onun yeteneğini kıskanan ve onun güzelliğinden istifade edemeyen bu keçi sakallı mabut, etraftaki bütün çobanların yollarını şaşırttı. Bu şaşkınlıkla bir gün nenfe hücum ettiler, onu öldürdüler ve vücudunun parçalarını dağıttılar. O günden beri, her tarafa dağılmış olan Echo'nun kendine özel bir yeri yoktur. Gürültüyü duyduğu her yerdedir. Ölümden sonra da müzik hafızasını kaybetmemiştir. Kulağına çarpan sesleri tekrarlar.

Diğer bir masala göre de Echo'nun felaketine sebep olan Pan değil, baş tanrı Zeus'tur. Bir gün Çapkın Zeus arza inerek bazı güzel nenfleri ziyaret etmişti. Evlilik tanrışası olan kıskanç karısı Hera onu yakalamak istediği zaman Echo onun dikkatini başka tarafa çekti ve uzun tutarak nenflerin saklanmaları için vakit kazandırdı; fakat Hera bu hileyi anlamıştı. Sözleriyle kendisini aldatmış olduğundan, ona ceza olarak söz söylemesini kısıtlayacağını bildirdi. Hera'nın emri yerine geldi. O zamandan beri Echo, hiçbir zaman ilk defa söze başlayamaz ve ona söz söylendiği zaman susamaz. Ancak durmadan işittiği seslerin son kısmını tekrar eder.

Başka bir masala göre de (ki bu bence en güzelidir), Echo, geyikleri kovalıyan bir avcı gördü. Adı Narcisse olan bu genç avcıdan daha yakışıklı bir delikanlı az bulunurdu. Onu görür görmez Echo şiddetli bir aşka tutuldu. Gizlice onu takip ediyor, günden güne aşkı alevleniyordu. Derdini açığa vuramıyordu. Delikanlı da izlendiğini hissediyor ve rahatsız olup ormanlara kaçarak gizleniyordu. Ümitsizliğe kapılan Echo başarısızlığını saklamak için derin bir mağaraya kapandı. Artık dağlarda görünmez olmuştu. Beslediği aşk onu günden güne eritti. Bütün vücudu tükendi, kanı çekildi. Ondan geriye yalnız kemikleriyle sesi kaldı. Kemikleri kaya şeklini aldılar, sesi de her tarafta dolaşarak seslenenlere cevap verir oldu.

Diğer taraftan Narcisse'in "narsist kişilik bozukluğu"na da isim veren yersiz gururu tanrıları kızdırmıştı. Onun bu anlamsız gururunu ve katı kalbini cezalandırmak için, ona garip bir heves verdiler. Bir gün av ve yaz sıcağının yorgunluğu ile sakin ve şeffaf bir pınarın başına geldi. Su ayna gibi parlaktı. Narcisse su içmek için eğildi ve berrak suya yansıyan yüzünü gördü. Suda aksini görüp büyülenen Narcisse hareketsiz kalmıştı. Adeta aşkla aksine bakıyordu, hiçbir kuvvet onu ordan ayıramıyordu. Yavaş yavaş, güneşin altındaki buz gibi, renginin solduğunu ve eridiğini gördü. Güneş onu yakarak bitirdiği zaman kızkardeşleri onun için ağladılar ve mezarının üstüne koymak için saçlarını kestiler. Cesedi götürmek için hazırlandıkları vakit, onun yerinde sarı ve beyaz bir çiçek buldular ki bu çiçek onun adını taşıyan nergistir......

Aşkta güven... Aşk nasıl da kör olmaktır, karanlıkta sevgilinin yüzünü ancak dokunarak görebilmektir, onun istediklerini yapmak, bundan sonsuz mutluluk duymaktır, bu mutluluksa karşılık bekleyerek ya da içerde kuşkular (sinsi sinsi) taşıyarak olacak iş değildir...

Yunan mitolojisi ne de güzel sembollerle anlatmıştır "güven"i ve "teslimiyet"i... Işte Psyche'nin hikayesi bunun en içten anlatımıdır.

Psyche, bir kralın üç kızından biriydi; fakat o kardeşlerinden farklı olarak o kadar büyüleyici bir güzelliğe sahipti ki herkes Afrodit'i bırakmış, ona tapınmaya başlamıştı. Afrodit tapınağının sunakları artık bomboştu ve herkes hediyelerini Psyche'ye götürüyordu. Bu durumdan aşk tanrıçası Afrodit küplere biniyor, kıskançlığından çatlıyordu. Intikam almak için iş başa düşünce oğlu Eros'a gitti ve onun için Psyche'ye cezasını vermesini istedi.

Halk, Psyche'ye taparken babası ve Psyche bu durumdan hoşnut değillerdi, çünkü Psyche artık aşık olmak ve evlenmek istiyordu, fakat kimse bir kralın kızı olan bu büyüleyici kadına yaklaşmaya cesaret edemiyordu.. Halkın gözünde Psyche artık tanrıçalaştırılmıştı. Bu duruma üzülen kral, ailesini alıp geleceği sormak için bir kahine gitti. Kahin, Psyche'nin mutluluğu için onu alıp bir dağın tepesine çıkmaları gerektiğini, ordaki uçurumun kenarında bekleyen Psyche'yi dev bir kara yılanın gelip alacağını ve kocasına götüreceğini söyledi. Önce bu duruma çok üzülseler de başka çözümleri olmadığını anlayan aile, kızlarını uçurumun kenarına götürdüler ve o sırada pamuk gibi beyaz bir bulut geldi, Psyche'yi içine aldı ve kız derin, yumuşak ve ılık bir uykuya daldı. Bulut onu çok uzakta bir sırça saraya götürdü. Psyche gözlerini açtığında etrafında onun hizmetkarları olacak melekler vardı.

Hizmetkarları Psyche'nin bir dediğini iki yapmıyorlardı ve Psyche günlerini sadece gece odası kapkaranlıkken gelen kocasını bekleyerek geçiriyordu. Eşinin Psyche'den sevgisi karşılığında tek istediği, onun yüzünü görmeye çalışmaması ve ona sonsuz güvenmesiydi. Psyche de bu durumdan memnundu, çünkü kocası da çevresindeki diğerleri de her istediğini yapıyorlar, onu çok seviyorlardı.

Gel zaman git zaman, Psyche mutsuz olmaya başladı, çünkü kocası onu bu altın kafeste mutlu etse de ailesini özlüyordu, onları görmek için çıldırıyordu. Bir gün kocasına bu isteğinden bahsetti, kocasıysa bir şartla gidip onları görebileceğini söyledi; Psyche'den bir şey yapmasını isterlerse onu yapmayacaktı... Psyche'nin isteği karşılığında bu, çok kolay bir şarttı..

Ailesinin yanına gittiğinde hepsi onu özlemle karşıladılar. Hepsi birbirini çok özlemişti, onu çok merak etmişlerdi, bir sürü sorular soruyorlardı ve duyduklarıyla dehşete düşüyorlardı. Psyche, kocasını sadece geceleri yanında bulduğunu ve asla yüzünü göremediğini ama çok iyi kalpli bir insan olduğunu ve onu çok sevdiğini anlatınca kızkardeşleri kıskançlıktan çatlarken, gayet fesatça bir fikir ürettiler; belki de Psyche'nin kocası gerçekleri saklamaya çalışan bir canavardı ya da o kadar çirkindi ki bundan çok utanıyordu... Fesatça fikirlerinin ardından, Psyche'nin kafasını bir sürü sorularla doldurdular, ve ona bir gece kocası uyurken bir hançer alıp mum ışığında bakmasını söylediler.

Psyche eve döndüğünde aklını bu sorular kemiriyordu ve akşam merakına yenik düştü, kocası uyumuşken eline bir mum, bir de canavarsa ve uyanıp saldırırsa diye hançer alıp kocasının yüzüne doğru eğildi. Güllerle kaplı bir yatakta yatan dünyanın en yakışıklı, en mükemmel erkeğini, kocaman beyaz kanatlarını ve yanında duran bir okla yayları gördü. Kocası aşk tanrısı, Eros'tu. Psyche adeta büyülenmişti ve kocasına bir kez daha aşık olmuştu. Bakarken, elindeki mumu unuttu, ve dalgınlığından mumdan kızgın bir damla Eros'un kanatlarına damladı. Damlanın verdiği sıcaklıkla uyanan Eros, ondan istediği tek şeyi de yapmayan Psyche'yi görünce hayalkırıklığına uğradı ve pencereden uçarak onu terk etti.

Psyche ne yapacağını şaşırdı, teker teker tüm tanrılara gidip Eros'u ona geri dönmesi için ikna etmelerine yalvardı, fakat Eros Olimpos Dağı'nın tepesinden Psyche'yi sadece seyrediyordu, onu hala çok seviyordu fakat yaşattığı hayalkırıklığını unutamıyordu. Psyche, son şansı olarak kendisinden nefret ettiğini bildiği Afrodit'e yalvarmaya gitti. Afrodit ise onu soğuk ve düşmanca bir gülümseyişle karşıladı, ve onun iyi bir eş olup olamayacağını test edeceğini söyledi(kaynana). Psyche'ye yapmadığını bırakmadı, önce bir sürü tahılın içinden tane buğdayları ayırttı (neyse ki karıncalar yardımına koştu), sonra da gidip altın koyunların tüylerini kırpmasını istedi (bu vahşi koyunları kırpması ve yünlerini eğirmesi için çoban yardımcı oldu ve öğlen hepsini kavalıyla uyuttu), son olarak da Hades'in karısı Persephone'den büyülü makyaj kutusunu almasını ama ne olursa olsun kutunun içine bakmamasını söyledi. Malesef Psyche bir kez daha merakının gazabına uğradı ve zor da olsa alabildiği kutunun içini açıp baktı, kutunun içindeyse gözle görülebilir bir şey yoktu; sadece ölüm uykusu...

Psyche orada uyuyakaldı ve nefes alışı durdu. Bunu gören Zeus daha fazla dayanamadı, Eros'u yanına çağırdı ve buna bir son vermesini, artık onu affetmesini söyledi. Eros, gidip Psyche'yi alıp Olimpos Dağı'na getirdi. Zeus'un önünde Psyche'ye önce ambrosia içirip ölümsüzlüğe kavuşturdular, sonra da Psyche ile Eros evlendi. Tanrı ve tanrıçaların arasında sonsuza dek mutlu yaşadılar. Ah..

Güven, aşk... "Aşk"ını bulmuş bir "ruh"..

--
Op. Dr. M. Tufan
www.ortopedi.tr.gg
www.cennettesin.tr.gg
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
¦Yağmur E - Mail¦

? Sahipleri ? MAZİ ... ? SARIGÜLÜM ? GÜLÜMSE

? Grup Mail Adresi : yagmurgrup@googlegroups.com

? Grup Anasayfası : groups.google.com.tr/group/yagmurgrup

? Grup Hakkinda Bilgi icin ?

? E-Mail & Talk : emailmazi@gmail.com Msn : msnmazi@hotmail.com

? Diğer Gruplar'ımız ...

? E-Mail Grup http://groups.google.com/group/e-mailmazi

? Asker Grup http://groups.google.com/group/turkaskerleri?hl=tr

? Mazi Özel Mail http://groups.google.com/group/maziozelmail

¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦¦
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

moda trendy designer haberleri

13 Temmuz 2008 Pazar

cam boyama - 30 Haziran 2008 Pazartesi 15:07:40:656

7 for All Mankind

Missoni’den yazlık takılar - 12 Temmuz 2008 Cumartesi 17:53:16:818

DKNY Jeans’te indirim devam ediyor

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 08:29:24:984

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 06:33:53:953

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:57:919

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:57:981

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 23:45:58:044

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 12:59:34:031

Güzelliğinize güzellik katmak için ! - 23 Haziran 2008 Pazartesi 10:32:47:843

Yazılım atınca kanallar neden silinir?

Avril Lavigne 2008 Calendar

Beyaz tenliler güneşe çıkmayın !

Gülüş Dizaynı - 30 Haziran 2008 Pazartesi 21:19:34:531

Gülüş Dizaynı - 01 Temmuz 2008 Salı 01:01:48:468

isim@soyad şeklinde msn açmak

Michael Kors ‘08 ilkbahar-yaz bayan koleksiyonu - 12 Temmuz 2008 Cumartesi 17:53:16:833

Sophie Monk - Hollywood candids

Natasha Poly - Vogue Paris, June/July 2008

Angelina Jolie - Vanity Fair, June 2008

null - 12 Temmuz 2008 Cumartesi 11:53:05:333

BURAK CANLI kadınlar öküz sever

..:: HayaLMeyaL ::.. A Ş K

10. Beyoncé Knowles

9. Megan Fox

8. Jennifer Aniston

7. Audrina Patridge

6. Katherine Heigl

5. Lindsay Lohan

4. Carmen Electra

3. Scarlett Johansson

2. Tyra Banks

1. Jessica Simpson

BURAK CANLI A Ş K

Blog Arşivi

Hakkımda