Geçen hafta televizyonda Paul Auster'ın kitabından uyarlanan ve Wayne Wang tarafından çekilen Smoke adlı filmi izledim. Yıllardır bir türlü izleme fırsatı bulamamıştım. Ancak beni asıl etkileyen dün akşam izlediğim ve Smoke'un bir nevi devamı olan Blue in the Face oldu. Bu sefer Paul Auster ve Wayne Wang filmi beraber yönetmiş. New York ve özellikle Brooklyn'da yaşayan insanların çeşitliliği ve birbirleriyle olan iletişimleri üzerine bir film. Olaydan çok bir diyaloglar zinciri. Film boyunca bir çok sürpriz ünlü 'ce-ee' edasıyla sahnelere girip çıkıyor (ve bir kere daha anlamış oldum ki Madonna oyunculuk yapmamalı; severim ederim kendisini ama bu kadar usta bir yönetmen bile onu yola getiremediyse umutsuz bir vaka demektir). Herneyse post'un entel özentisi havasına kanmayın asıl amacım şunu söylemekti: Jim Jarmusch ne kadar yakışıklıymış!!. Hatta film bitip de jenerikleri incelerken filmdekinin Jarmusch olduğunu kavradığımız an ben daha "aaaa" derken annem "Ne kadar hoşmuş! Ben onu gözlüklü, tıfıl birşey diye hayal etmiştim" diyerekten benden önce davrandı.--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...
Emo nedir?
Emo nadir kişilerin yaşam tarzıdır(günümüzde iğce ayaklar altına düşmüştür azda olsa saklı olanları bulmak zordur) devam edelim türü mutsuzluk,yalnızlık,melankoli durumu olarak anlatabiliriz.Emo olmak genellikle mutsuzluk depresiflik olarak adlandırılır.içinde hissettiğin acıyı cesurca dışa vurmandır. zamani emolar bu cesurluğu kendilerini ölümle cezalandırarak göstermiştir En popüler 5 emo Kural saymak : *disco değil retro olmak, kendine özgün gizemli olmak |
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder