9 Eylül 2008 Salı

Sihir Mobilya Herkesi Sihirliyor




Dünyanın önde gelen 30′u aşkın İtalyan mobilya ve aksesuar markasını Türkiye’ye getiren Sihir Mobilya’nın yenilenen web sitesi www.sihirmobilya.com yayında.

Dünyanın önde gelen 30′u aşkın İtalyan mobilya ve aksesuar markasını Türkiye’ye getiren Sihir Mobilya’nın, mağazalarının ve tüm markalarının ayrıntılı bilgilerinin ve görsellerinin yer aldığı web sitesi www.sihirmobilya.com yenilendi. www.sihirmobilya.com ziyaretçileri, Sihir Mobilya Mağazaları ve tasarımlarıyla dünya mobilya sektörüne yön veren markaları hakkında tüm bilgilere rahat ve kolay bir şekilde ulaşabilecek.


Görselliğin ön planda olduğu, adeta ziyaretçilerine mağaza içinde geziyormuş hissi veren www.sihirmobilya.com’da, Sihir Mobilya’nın tarihçesinden mağazalarına, projelerinden haberlerine kadar tüm bilgilere yer veriliyor. Estetik, fonksiyonel ve yenilikçi tasarımlarıyla dünya mobilya sektörüne yön veren markaların yeni koleksiyonundan çok sayıda ürün görselinin, markaların tasarım dünyasındaki yeri, geçmişleri, tasarımcıları hakkında bilgilerin ve web sitelerine yönlendirmelerin de bulunduğu www.sihirmobilya.com, dünyaca ünlü İtalyan mobilya markalarını elinizin altına getiriyor.


Aralarında Natuzzi, Mercantini, Febal, Cattelan, Arflex, Desiree’nin de bulunduğu 30′u aşkın marka, yüzlerce tasarım harikası mobilya ve aksesuar ürününün bir arada bulunduğu Sihir Mobilya Mağazaları, yenilenen web sitesiyle her zamankinden daha yakın.


SİHİR MAĞAZALARI


Sihir Merkez

Necip Fazıl Bulvarı No:100 Y.Dududllu Tel: 0216 313 10 81


Sihir Etiler

Ebulula Cad. No: 3  Etiler Tel: 0212 282 50 00


Sihir Etiler /Natuzzi

Nispetiye Cad. No: 27 Etiler Tel: 0212 324 00 72


Sihir Merkaz /Febal

Necip Fazıl Bulvarı Emin Sk. No: 60 Y.Dudullu Tel: 0216 313 10 81


Sihir Mobilya, çok yakında açılacak Sihir Florya ve Sihir Florya / Natuzzi ile mağazalar zincirini genişletiyor.


Dünyaca ünlü 30′u aşkın İtalyan markasını Türkiye’ye getiren Sihir Mobilya, 4.000 metrekarenin üzerindeki Sihir Merkez, Sihir Etiler, Sihir/Etiler Natuzzi ve Sihir Merkez/Febal mağazalarının keyifli ve konforlu alışveriş ortamında, son trend İtalyan mobilya ve aksesuar ürününü bir arada sunuyor.


Estetik, fonksiyonel ve yenilikçi tasarımlarıyla dünya mobilya sektörüne yön veren Natuzzi, Mercantini, Febal, Cattelan, Arflex, Desiree, Costantini Pietro, Pinton, Urbinati, Voltan, Flai, Rimini, Arte Brotto, Bamax, Varaschin, Kristalia, Imart, Flyline, Dall’Agnese, Giorgio Piotto, Costa, Magnani, Muranodue, Mantellassi, Favero, Tisca, Former gibi dünyaca ünlü İtalyan markaları, birbirinden çekici son model koleksiyonlarıyla Sihir Mağazaları’nda Türk tüketicisine ulaşıyor.


30′u aşkın marka, yüzlerce tasarım harikası mobilya ve aksesuar ürününün bir arada bulunduğu Sihir Mağazaları; Türkiye’nin en geniş İtalyan marka ve ürün seçeneğini bir arada sunuyor. Oturma gruplarından yatak odalarına, mutfaktan yemek odası mobilyalarına, halıdan portmantoya, gardıroplardan çocuk ve genç odası mobilyalarına kadar, bir evi baştan aşağı İtalyan estetiği ve kalitesiyle döşemek için gereken her türlü mobilya ve aksesuar ürünü Sihir Mağazaları’nda bulunuyor.1962 yılından beri mobilya ve dekorasyon sektöründe faaliyet gösteren Sihir Mobilya, üretimdeki deneyimi ve proje ekibindeki tasarımcı proje mimarlarıyla; otel, işyeri, ev, ofis gibi her çapta projeye özel çözümler de sunuyor.




--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Erten konağın açılışındaydım...Büyüleyici bir konak!Cavidan abla elinize zevkinize sağlık...






Erten Konak Hikayesi

Tarihi yarımadayı dolaştığımız keyifli bir gün... İnce arnavutkaldırımlı, dar sokakların birinde, bir konak çıkıyor karşımıza. Tüm yaşanmışlığıyla, buram buram tarih kokan bir konak.

 

Daha önce rüyamıza bile girmeden, ansızın yolumuza çıkan bu eşsiz güzellik karşısında şaşırıyoruz.

 

Yıllar onu biraz yormuş olsa da, gizemli çekiciliği bizi de kendine doğru çekmesine yetiyor. Büyüsünden sıyrılıp biraz dikkatlice bakınca görüyoruz ki, birbirinin içine gizlenmiş bir konak ve bir evden oluşuyor. Cazibesine kapılıveriyoruz birdenbire.

 

 

İçinde yaşayan paşanın, faytonuna ve şanına uygun şekilde düzenlenmiş bir bahçeye giriyoruz; geniş ve yüksek bir kapıdan geçerek. Faytoncunun varlığı hâlâ hissedilebiliyor. Hatta biraz gayret ederseniz sesini bile duyabiliyorsunuz...

 

Bahçesinde muhteşem kelimesinin yetersiz kaldığı, haşmetli bir dut ağacı; iri taneli, beyaz, ballı, tadına doyamadığımız dutlar ikram ediyor bize... Konağın içini gezmek için daha da cesaretlendiriyor bizi bu kibar davranış. Yenik düştüğümüz merakımız, bastırıyor heyecanımızın sesini. Dut ağacına teşekkür ediyor, usulca içeri giriyoruz.

 

Tam karşımızda, yorgun ama bizi gördüğüne memnun merdivenler. Hemen sağında paşanın odası: yüksek tavanlı, yüksek rütbeli, yüksek pencereli...

 

Bu dev pencereler, paşa her yeri görsün, izlesin diye belli ki. Uzun süre bakarsanız, görebilirsiniz büyük planlarının ufuktaki izini... Yukarı katlara çıkıyoruz yavaş yavaş. Malum, yaşayan bir konaktayız. Rahatsız etmemek gerek ev sahiplerini...

 

 

Yüksek tavanlarından, doyumsuz ve kısa sürede bağımlılık yaratan bir ferahlık hissi doluyor içimize. İnsana, ilk kez nefes alıyormuşçasına derin bir mutluluk ve huzur veriyor bu tavanlar. Tarih akıyor içimize...

 

üst kattaki bir odadayız. Ama bir gariplik var... Sultanahmet Camii'ni kim taşıdı bu odanın içine? Hayal mi, gerçek mi gördüklerimiz? Mimar Mehmet Ağa'nın haberi var mı o koskoca eserinin bir odaya sığabildiğinden... Bu gizemi anlatmak çok zor; yaşamak gerek... Sülün gibi süzülen ince uzun minarelerin, naif siluetleri yansıyor duvarlara. O zaman anlıyoruz ki, gördüğümüz yalnızca bir manzara. Ama ne manzara...

 

Merdivenlerden çıkmaya devam ettikçe, deniz kokusu geliyor burnunuza... Dalga dalga martı sesleri yankılanıyor duvarlarda. Dalga dalga güneş kıpırtısı mavi sularda. "Hoş geldiniz" diyor bize, üzerindeki irili ufaklı gemilerle. El sallıyoruz gemilere... Ne güzel!

 

Merhaba Marmara... Merhaba eşsiz güzellikteki adalar...

 

Gezmeyi tamamladıktan sonra 16 odayı da, bir hayale dalıyoruz oturup. "Devam et!" diyoruz bizi bekleyen faytoncuya... "Buradan ayrılmaya niyetimiz yok artık bizim!".

 

Eskiden adına müştemilat denilen, konağın yanındaki küçük beyaz evdeyiz. Yeni adıyla resepsiyonda. Artık biz her zaman buradayız. Sizleri de ERTEN KONAK'a bekleriz efendim.

 

Tarihi birlikte paylaşmak ve yaşamak dileğiyle.

 

 

Şerife Cavidan ERTEN




--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hiç yorum yok: