9 Eylül 2008 Salı

Venezuelalı kadınların güzellik sırları




Tacın beşinci kez Venezuela‘ya gitmesi “Venezuela kadınları neden bu kadar güzel” sorusunu gündeme getirdi.


VENEZUELLA’LI KIZLARIN GÜZELİĞİNİN İSPATI!


Kainat Güzeli yarışmasını beşinci kez Venezuela kazandı. Tacın yine bu ülkeye gitmesi “Venezuela kadınları neden bu kadar güzel” sorusunu gündeme getirdi. İşte nedeniVietnam’da düzenlenen 2008 Kainat Güzellik Yarışması’nı Venezuelalı Dayana Mendoza kazandı. 20 milyon dolara mal olan yarışmada Türkiye’yi temsil eden Sinem Sülün ise 80 yarışmacı arasında ilk 15′e giremedi. 22 yaşında ve 1.78 metre boyundaki üniversite öğrencisininin Kainat Güzeli seçilen 5′inci Venezuelalı olması akıllara “Neden hep Venezuela kazanıyor?” sorusunu getirdi. İşte nedenleri:


Devlet destekliyor

Venezuela güzelleri 5 kez Kainat, 5 kez Dünya ve 5 kez de Miss International tacını evlerine götürdü. Venezuela‘da güzellik yarışmaları dev bir sektör. Miss Venezuela yarışması ülkenin en çok reyting alan programı. Her mahalle güzellik yarışmaları düzenleniyor. Büyük kentleri de “güzellik akademileri” bulunuyor ve genç kızlar yarışmalar için burada zarafet dersleri alıyor. Devlet de “Ülkeyi tanıtıyor” diye bu akademilere mali destek veriyor. Araştırmalara göre ülkedeki kadınların yüzde 67’si her zaman dış görünüşüne önem veriyor




--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Gerçek mutluluğa ancak ilahi aşka ulaşanlar kavuşur.






 Divan Şiirinde İlâhî Aşk

Bu dünyadaki güzellere, güzelliklere, dostlara duyulan sevgiye tasavvufta geçici (mecazî) aşk denir. Bu aşk zararlı değil, gereklidir. İnsan neyi, kimi severse sevsin, yine de Allah'ı sevmiş olur; çünkü bütün güzellikler Allah'ın güzelliğinin bir yansımasıdır.

Geçici aşk, hakikî (ebedî, ilâhî} aşka bir hazırlıktır. Çünkü, insan, aşkının büyüklüğü ve derinliği ölçüsünde kendi nefsi isteklerinden, benlik hırsından, menfaat kaygısından kurtulur. Ruhunu bunlardan kurtaran, gerçek hürriyete kavuşur. Hür insan mal, mülk kaygısı taşımaz; neşe ve acıları umursamaz: cennet-cehennem kaygılarından sıyrılır. Gerçek mutluluğa ancak ilâhî aşka ulaşanlar kavuşur. "Leylâ vü Mecnûn" mesnevisinde mecazî aşktan ilâhî aşka yükselişi anlatan Fuzûlî'nin pek çok şiirinde bu tasavvufî aşkın izleri görülür. Okuduğunuz gazelde de bu izleri bulmak mümkündür. Özellikle beşinci ve altıncı beyitlerde ilâhî aşka ulaşmak isteyen insanın çabaları, söz ve anlam sanatlarıyla desteklenerek ustalıkla anlatılmıştır.

Sevgiliden ayrı olmanın acısı dayanılır gibi değildir; fakat âşığın tek amacı da aşk yolunda canını feda etmektir. İnsan dünyaya gelmeyi, sevgilisi için canını feda etmenin bir fırsatı bilmelidir. Bunun için dünyaya bağlanıp yaşayanlara şaşmak gerekir. İnsan vücudu muma, canı da fitile benzer. Canın vücut bağından kurtulabilmesi için mumun yanması lâzımdır. Çünkü fitil kurumludur ve yanmadan açılmaz. Mum yanarken fitil nasıl kıvrılarak incelir, ipliğe dönerse, vücut da aşk ateşiyle yanarken can acı çeker. Mum bilince fitilin kıvranması sona erer. İnsan da ıstıraplardan kurtulmak istiyorsa, canını vücut bağından, yani dünyaya ait heveslerden kurtarmalıdır.
9




--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hiç yorum yok: