Vitrinler değişmeye başladı, yeni sezon kendini gösteriyor. Benim gözüme çarpan “denizci renkleri”. Daha 2006 da giydik bu renkleri ama görünen o ki bu baharda da üzerimize olacaklar ;) yaniii en güzel renk kombinasyonlarından olan lacivert, kırmızı ve beyaz geri geldi.
Bu üç renk yan yana gelince de hepimize Tommy Hillfiger’i hatırlatıyor biliyorum. Zaten değişen vitrinlerden biri de Tommy’ninki..
Mango da ilk değişen vitrinlerden. Nişantaşı’nda Mango’nun vitrini değiştiğinde modayı takip etmeniz mümkün oluyor. Gerçekten vitrin tasarımını yapan ekibi tebrik etmek gerek. Modayı çok iyi takip eden, sizi mağazanın içine çeken bir vitrin. Tabi ki bende girip gezdim. Özellikle bu üç rengin olduğu bölüm görülmeye değer. Hepsini almak istiyorsunuz. Minik hırkalar özellikle çok şeker. Ben lacivert kısa kollu, uzunca bir hırka beğendim.. almalıyım :) Tabi ki çookk model var alabileceğiniz fakat bir alışveriş çılgınlığı yaşamak istemiyorsanız tavsiyelerimi dinlemenizde de fayda
var.
Jean her zaman kurtarıcıdır, beyaz t-shirt de öyle ;) o zaman almamız gerekenlerin başında geliyorlar.
Gardrobunuzda olsa bile yenilenmek zamanı geldiyse çekinmeyin yeni bir jean alın. Pantolon, etek yada yine çok moda olacak olan şort olabilir seçiminiz. Ama bahar günlerinde giymek için bir jean gerekli diyoruumm. Ayrıca her sezon beyaz t-shirtlerimizi de model model değiştiriyoruz değil mi? Şimdi “hem modaya uyalım hem de çok masraf yapmayalım” diyorsanız ilk başta lacivert bir hırka almanızı öneriyorum size ;) uygun fiyatlı bir hırka almalıyım diyorsanız Topshop, Mango ve Zara’ya uğrayabilirsiniz.
Hem modelleri güzel hemde uygun fiyatlı şekerim. Ama yok daha iyi bir şey olsun diyorsanız da doğru Tommy’ye ve Lacoste’a gidebilirsiniz. Daha dayanıklı ürünler ile karşılaşacağımız kesin ;) evet hırkamızı aldık, size yakıştığını düşünüyorsanız hırkanızı kırmızı da alabilirsiniz. Böylece daha renkli bir sezona başlamış olursunuz. Ben pek tercih etmiyorum kırmızıyı üstlerde ve ayakkabıda ;) daha çok kırmızı çizgiler olmalı hırkada yada ayakkabıda.. tamamen kırmızı fazla iddialı bana göre. Sade giyinip takı yada ince ayrıntılar ile dikkat çekmeyi seven bir “tip”im :)) Almamız gerekenlerden biri de beyaz bir ayakkabı.. spor olabilir, topuklu olabilir hatta ayakkabı değil terlik olabilir! Tercihi sizin zevkinize bırakıyorum şekerim ;) ama mutlaka beyaz bir ayakkabı olmalı bu sezon başında alışveriş listemizde. Çünkü hem çok moda hem de kurtarıcı ;)
Eveett bu sezonun olmazsa olmazları bence jean, beyaz t-shirt ve beyaz ayakkabı, lacivert hırka ve tercih edeceğiniz kırmızı bir aksesuar yada kırmızı ojeler ay evet kırmızı ojeler (Flormar no.48) ve kırmızı ruj (MAC matte Russian RED A77) bile renklendirecek sizi.
Kendinizi modaya uydurmak aynı zamanda da çizginizden çıkmamak istiyorsanız işte renkler ile oynayın ;) göreceksiniz hem modaya uymuş olacak hem de kendinizi mutlu edeceksiniz. Asla ama asla sadece moda diye size yakışmayanı giymeyin, takmayın ;) bunu yapan arkadaşlarınız var ise de uyarın şekerim.. bu arada hep kendimizden bahsettik odanızda lacivert, kırmızı ve beyaza ne dersiniz?Sade bir güzellik diliyorum size..
Tags: ayakkabı, moda, model
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...
Patlıcan Yemeği - 24 Haziran 2008 Salı 20:44:26:460
Patlıcan’ın her türünü çok seviyorum ama yapısı itibariyle çok yağ çeken bir sebze olduğundan bazen bana ağır gelebiliyor. Mesela musakka bence çok lezzetli oluyor ama hem kızarırken hem de pişerken içine emdiği yağdan dolayı çok az yiyebiliyorum. Bu yüzden aşağıda anlatacağım gibi pişmiş patlıcan yemeği favorim
Malzemeler:
- 4 adet orta boy patlıcan
- 3 adet domates
- 3 adet biber
- 150 - 200 gr kadar parça et
- soğan
- domates salçası ve bibver salçası (yoksa pul biber olabilir)
- tuz
Yapılışı:
Patlıcanları alacalı soyup küp küp doğradıktan sonra, tuzlu suda 15-20 dakika bekletiyoruz. Bu sırada küp küp doğradığımız soğanları, eti ve salçayı (hem biber, hem domates) kavuruyoruz. Süzdüğümüz patlıcanları tencereye ekleyip üzerine biberleri iri halkalar halinde, domatesleri de küp şeklinde doğruyoruz. Tuzunu ekledikten sonra hiç su koymadan tencerenin kapağını kapatıyoruz ve çok kısık ateşte yemek kendini suyunu verip, tekrar çekene kadar pişiriyoruz. Bu aşamada biraz daha su koyup kaynatıyoruz ve yemeğimiz pişmiştir
Geçenlerde bir yerde okumuştum (nerede olduğunu hatırlamıyorum); patlıcanın tuzlu suda bekletilmesinin sebebi içeriğinde bulunan yüksek orandaki nikotini atması içinmiş. Bazıları suda bekletmiyor sanırım ama özellikle çocuklarınız yiyecekse bu konuya dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yemeğin yanına da yukarıdaki salatayı yaptım. Domates, badem, yeşil köy biberi, kırmızı biber, yağ, limon, tuz, nane ve sumaktan oluşan bir salata. Çok lezzetliydi tavsiye ederim
KadıncaBlog’da ilgili yazılar:
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder