Çok az uyursunuz; gündüz işlerinizi halledersiniz ve gece de çok geç saatlere kadar alışveriş yaparsınız.
Çok az yemek yersiniz; koşturmalardan yemeğe çok vakit bulamazsınız, bulduğunuzda ise iyi restaurantların kapısındaki kuyruklar sizi bezdirir ve yemek yemekten vazgeçersiniz :)
Çok fazla alışveriş yaparsınız; dünya modasını çok yakından takip eden, 24 saat yaşayan şehir alışveriş için her olanağı sağlıyor size şekerim.
Çok fazla “tek tip” insan görürsünüz; bütün genç kızlar trendy botlar, mini etek yada şortlar ve fönlü saçlar ile tek tipe bürünmüş haldedir.
Daha fazla uzatabilirim bu en çok, en az durumunu :) çok dikkatimi çekenler bunlardı işte Hong Kong’da. Tam bir marka meraklısı olan Hong Kong insanı, “marka bağımlılığı” olayının hakkını tam anlamıyla veriyor. Gücü yeten yan yana dizilmiş süper lüks mağazalardan (sıraya girerek üstelik) alışverişini yapıyor. Alamayan da her ülkede olduğu gibi “taklit” piyasasını canlandırıyor. Ünlü markaların olduğu alışveriş merkezleri yada caddelerde zaten size yaklaşan ve ünlü markaların adını söyleyen adamlara rastlıyorsunuz. Sizi alıp üst katlarda bir yerlere götürüyorlarmış ve çeşit çeşit çanta, cüzdan.. aklınıza gelebilecek her marka her çeşit ürün ile karşılaşabiliyormuşsunuz. Gidemedim, göremedim çünkü tek başıma üst katlara çıkmaya çekindim. Bu yüzden size duyduklarımı iletiyorum, üstelik taklit ürünlerin markaların yerini asla tutmadığını düşünen bir “tip”im ben şekeriiimmm ;)
Ayrıca Dior, Gucci, Armani özellikle Louis Vuitton mağazalarını gezdiğimde fiyatların her ülkede aynı olduğunu bir kez daha gördüm. Yurtdışından marka ürün alıp taşımak gereksiz her zaman dediğim gibi. Bulunduğunuz ülkede, almak istediğiniz marka ürünün mağazasına gidip gönül rahatlığı ile seçiminizi yapıp, alışverişinizi tamamlamanızı tavsiye ediyorum şiddetle. Görmeye değer mağazalar evet, gitmişken havasını teneffüs etmek gerek ama alışveriş ülkemizde daha güzel şekeriimm. Belki farklı yada aşık olacağınız bir model görebilirsiniz eh o zaman “alın” derim ;)
Peki marka almayacaksak ne almalıyız derseniiizzz; sokak aralarındaki Hong Kong’a özel, üstelik gece yarısına kadar açık olan mağazalara, minik butiklere bakmanızı tavsiye ederim. Bence yeni bir ülke, şehir gördüğümüzde almamız gereken o ülke veya şehire ait olan mağazaların ürünleri olmalı. Ülkemde olanı ülkemden almalıyım şekerim ;) Hong Kong’daki bu cici mağazalarda çok trendy elbiseler, ayakkabılar bulacaksınız. Üstelik çok uygun fiyatlara. Ama size tavsiyem çok ucuz ürünleri almamanız çünkü pek de uzun ömürlü olacağını düşünmüyorum.
Elektronik aletler almak istiyorsanız ise Hong Kong’dan almalısınız. Çin’den diğer şehirlerden değil.. bilenlerin bize söylediği buydu şekerim. Bu arada kozmetik de almak isterseniz mağazalarda ünlü markaların ürünlerini bulabilirsiniz ve de tester boylarını da bol bol alıp makyaj çantanıza atabilirsiniz. Ben bu durumu seviyorum, çünkü heryere kocaman ürünleri taşımaktansa tester boyları süper kolaylık sağlıyor. Evdeki bakım ürünlerim evde kalsın, yolculuk için biiirrr sürüüüü almalıyııızz derim hemen de eklerim bakımlı olmak gibisi yok, kremler, losyonlar, güzel kokular hayatımızdan asla ve aslaaa gitmesiinnn şekeriiiimmmm.
Eveett demek kiii Hong Kong’a bavulumuz boş gidip, dolu döneceğiizzz!!
Peki Hong Kong’un trendy kızları neler alıyor, neler giyiyor derseniiizzz; topuklu ayakkabılar, bilekte biten botlar giymeyi tercih ediyorlar. Spor ayakkabı giymişine çok çok az rastladım. Minik minik adımları ile pek de bir cici sekiyorlar ordan oraya :) Çok azı pantolon giyiyor. Mini etek ve şortlar vazgeçilmezleri. Ama yakıştırdım, giymeleri gerekende o bence. Minyon tipleri ile minik kadın süsü ile salınıyorlar heryerde. Bakımlılar; fönsüz ve hafif bir makyajsız çıkmıyorlar ve vee tırnakları pek bir süslüüü. Takma tırnak ayrı bir sektör orada, yaklaşık 1 ay gidiyor yaptırdıkları süslü tırnaklar. Hayır denemedim :) pek benlik değildi şekeriiimmm. Her şey bir yana en önemlisi, her zaman herkese tavsiye ettiğim şey onlarda var; gülümsüyorlar :)
Sizlere vereceğim minik minik notlar bunlar. Bol bol masaj yaptırabileceğinizden yada gece hayatından, sahildeki Bruce Lee heykelinden bahsetme gereği görmedim, hep bildiklerimizdi bunlar. Güzel bir deneyimdi, İngiliz ve uzakdoğu havasını harmanlayan bir şehir Hong Kong. Yaklaşık 2 haftalık ziyaretimde yine fark ettim ve yine yeniden deneyimledim ki İstanbul’u özlüyorum ben.
Baharın artık geldiği bu günlerde bol alışverişli ve sizi gülümseten günler diliyorum..
Tags:
ayakkabı,
çanta,
dizi,
elbise,
kadın,
makyaj,
marka,
moda,
model,
saç --> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...Katherine Heigl bikini içinde
Katherine Heigl her Hollywood starı gibi yazın keyfini çıkarıyor. Bikinisini giymiş güneşleniyor. Peki biz ne yapıyoruz? Çalışıyoruz. Onu bikini ile fotoğraflıyoruz. Biz derken yanlış anlaşılmasın sevgili paparazzilerden bahsediyorum :)









--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...