
Gürcistan sorunu yüreğimizi dağladı. Siviller öldü, evsiz kaldı; bebekler, nineler acılar içinde ağladı. Bizler yine tam bir ‘dezenformasyon’ içinde, neler olduğunu tam olarak anlayamadan, cahil tanıklar olmaya mahkum edildik. Öğrendik ki Başbakanımız, Putin’in telefonuna yanıt alamadı. Aynı günlerde Sarkozy, Medvedev’le yan yana basın toplantısına çıkıp savaşın bittiğini duyurdu. İki büyük güç, yan yana gövde gösterisi yaptı. Başbakan, telefonuna çıkmayan Putin’le diyaloğu kurtarmak için, ani bir kararla Rusya’ya uçtu. Ortalık şimdilik duruldu. Bu krizde, tam bilgi verilmeyen kullar olma durumumuz, bir kez daha netleşti. Oysa, dünyada zarlar yeniden atılıyor. Şark-garp farkı giderek daha net bir biçimde ortaya çıkıyor. Güçlüler gücünü daha da artıracak beraberlikler inşa ediyor. Liderlerin kimisi zalimlikle, kimisi akıllı stratejilerle yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Güçlü ülkelerde yola çıkılırken esaslı stratejiler yapılıyor. Planlar, taktikler hazırlanırken tarihten ders alınıyor. Gelecek kurgulanırken küçük hesapların ötesine geçiliyor. Ulusal, kıtasal hatta küresel güç dengeleri en ince ayrıntısıyla hesaplanıyor. Bu coğrafyalarda kamuoyu er geç hesap soruyor, bu yüzden kural tanımamanın da bir sınırı oluyor. Ülkenin geleceğini bağlayacak adımlar, derin bilgi ve deneyimi olmayan, kulaktan dolma kavramlarla fikir beyan eden danışmanların etkisiyle alınmıyor. Dış politikada sağlam adımlar atan Sarkozy, örneğin, derme çatma yüzeysel bilgileri, bağıra çağıra matah bilgilermiş gibi satan uzmanların gemisine binmiyor. Jacques Attali gibi danışmanların başkanı o. Gittiği yerde krallar gibi karşılanıyor. Büyük anlaşmalara imza atıyor. DİNAMİKLER DEĞİŞİYOR Yöneticiler, çalıştırdıkları elemanlar kadar kaliteli iş yapabiliyor. Ortadoğu ve Balkanlar’ın süper gücü olma hayalimiz bir türlü gerçekleşmedi. Türki Cumhuriyetlerin lideri olma hedefinden de Demirel döneminden başlayarak adım adım uzaklaşıldı. Dünyada yeni kamplar var. Tüm dinamikler hızla değişiyor. Türkiye de yaratıcı olmalı. Zeki stratejiler, şaşırtıcı taktikler bulmalı. Başbakan, bir yönetici olarak bilimsel bir beyin takımı kurmak zorunda. Bu bağlamda, Sarkozy örneğini yakından inceleyebilir. Yeni dünya düzenini anlayacak, bilgili, kıvrak zekâlı, şark-kurnazlığı yapmadan savaş sanatında uzmanlaşmayı başarmış insanları yanına alarak gücünü artırabilir; hem ülkemize hem bölgemize önemli kalıcı katkılar sağlayabilir. Fatoş Karahasan |
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...
Türk insanı en çok otomobilini seviyor!

Ülkemizde sigortacılık sektörü hızla gelişiyor. Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Çetin Kolukısa’nın verdiği bilgiye göre, son dönemde sektör büyük bir gelişme kaydetti. Türkiye’de kişi başına prim üretimi 25 dolar ortalamadan, 100 dolar civarına erişti. Ancak, sektörün hâlâ gidecek çok yolu var. Sigortacılıkta en önemli ortak paydayı trafik oluşturuyor. Otomobil satışları ve sigorta yatırımları birbirine direkt bağlı. Otomobil satışlarının azalmasının sigortacılık üzerindeki etkisi hemen hissediliyor. Türk insanı otomobil sahibi olur olmaz sigorta yaptırmayı ihmal etmiyor. Ancak, sağlık ve diğer alanlarda aynı hassasiyeti göstermiyor. Örneğin deprem sigortası olarak bilinen DASK, 12.5 milyon haneden yalnızca 2.5 milyonuna ulaşmış durumda. Çetin Kolukısa, Türkiye’nin ekonomik büyüklük açısından 17.sırada olmasına rağmen, kişi başı prim üretimi sıralamasında 27. ülke konumunda olduğunu belirterek, bu açığın süratle kapanacağını öngörüyor. Kolukısa’nın tahminlerine göre, 111 dolar olan kişi başı prim miktarının, önümüzdeki yıllarda 300-400 dolar seviyesine ulaşması gerekiyor. 45 BİN ÇOCUĞA EĞİTİM Aksigorta ilkokul öğrencilerini eğitmeyi misyon edinmiş. En büyük çaplı proje, 1996’dan beri yürütülen yangın ve deprem simülasyon eğitimi. Yaklaşık 45 bin çocuk bu uygulamaya katılarak, kriz yönetimi bilgileri almış. Her bir çocuğun ortalama 3 kişiyi etkileyebileceği varsayılırsa, programın 150 bin kişinin hayatına girmiş olduğunu söylemek mümkün. Çocukların ‘acil durum’ eğitimi için yürütülen başka bir projeyse yangın-deprem konulu resim yarışması. 15 yıldır devam eden program çerçevesinde pek çok çocuğun yeteneği ortaya çıkmış. Çocuklar afet konusunda resim tasarlarken, doğal bir eğitim süreci yaşamış. Aksigorta yöneticileri, geçmiş yıllarda ödül kazanan minikleri şimdi iş yaşamında gördüklerini ve bundan gurur duyduklarını belirtiyor. Fatoş Karahasan |
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder