22 Nisan 2008 Salı

Onlar Grubu’ndan Nevin ÇOKAY 55. Sanat Yılında Sanal Müzede




Eczacıbaşı Sanal Müzesi, “Onlar Grubu”nun üyelerinden Nevin Çokay’ı 55. sanat yılında konuk ediyor. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitim alan sanatçı, 1953 yılında Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nden mezun oldu. Onyedi yıl liselerde resim ve sanat tarihi öğretmenliği yapan Çokay’ın, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Belediyesi, İstanbul Üniversitesi, Yugoslavya’da Umjetnicka Galerij’de, Hollanda ve Almanya’da özel ve resmi koleksiyonlarda tabloları bulunmaktadır. Sanatçının 90 yapıtını sunan bu retrospektif seçkiyi www.sanalmuze.org internet adresinde gezebilirsiniz.


Sanat eleştirmeni Sezer Tansuğ Nevin Çokay’ı şöyle değerlendiriyor: “Nevin Çokay B. Rahmi Eyüboğlu’nun atölyesinden yetişenlerdendir. Başından beri çizdikleri, soyutlamalarla varılan bir resim tutumudur. Gördüğünü değil, duyup düşündüğünü çizdiği ve boyadığı için böyledir. Onun resimlerinde görüle gelenleri, bana hani rüyada nasıl hem olayın içinde bulunur, hem de bir kenardan kendi kendimizi seyrediyor gibi oluruz ya, işte öylesine bir âlem imişler gibi gelir. Bir araçsız görüş, ya da içte seyredilenlerdir. Evet onun soyutlamaları kendisinin ta içinde bulunduğu, bizzat kendisinin yaşadığı, bir araçsız görüş, bir araçsız özdür.


Çizdiği insan ya da hayvan başlarını izleyin, hiçbiri dışta gördüğü bir karakteri izlemez. Hattâ ister insan, ister hayvan olsun, canlıdaki gözler, kırışık alın bir birinin hemen aynı motiflerdir. Yaşayana, canlı olana iki göz ve kırışık alın gereklidir. Ve bu sembolik bir motif gibi canlılarda tekrarlanır durur. Bu göz ve kırışık alınlara değindim, çünkü onun çocuk gibi kalmış âlemini, sembollerle dolu motiflerini yapmacık sananlar çıkabilir. Asla bu âlem yapmacık değildir. Nevin’le on dakika konuşun, onun yapma, takma olarak bu âlemi tasarlayamıyacağını anlarsınız. Diyebilirim ki, Rousseau’dan şüphe edebilirsiniz, fakat Nevin’den asla. Resimlerinde tam bir içtenlikle işte o garip kendi âlemini çizer ve boyar.”


Çokay ise kendini şöyle anlatıyor: “Bütün resimlerde kurallara çok bağlıyım; leke, kompozisyon, biçim, renk, ritim… Bunları ezberledim artık. Lekeleri, renkleri, biçimleriyle bütünleştirip kendi tarzıma özgü ele alıyordum önceden. Bir ara içime öyle bir his geldi ki; dünyanın, her şeyin değiştiğini gördüm, kötü ve iyi arasındaki netliğin daha belirginleştiğini… Bu etkilendiğim şeyleri, konuyu ön plana getirmeden nasıl yapabileceğimi düşündüm. Yaptığım her resim bir hikâyeye dönüşmeye başladı. Çeşitli insanlar çıktı ortaya. Aynı tuval içerisinde farklı insanlar…”


İmgelerin künye bilgileri:

17. Natürmort, Tuval / Yağlıboya, 70 x 50 cm.

46. Sevgililer, 1999, Tuval / Yağlıboya, 90 x 70 cm.

59. Kuşlar, Tuval / Yağlıboya, 50 x 60 cm.

62. Adsız, Tuval / Yağlıboya, 80 x 60 cm.

87. Adsız, Tuval / Yağlıboya, 70 x 80 cm.

90. Adsız, Tuval / Yağlıboya, 70 x 50 cm.




--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hiç yorum yok: