Hazır çorbaları, sosları, bulyonları ve çeşitli karışımlarıyla tanıdığımız Knorr, dünyanın en eski ve en değerli kuruluşlarından biri. 158 yıl önce kurulan şirketi, Unilever 2000 yılında 23 milyar dolara satın almış. Bugün 3.5 milyar euro’luk cirosuyla, Unilever’in en büyük markası olan Knorr, yılda 1.2 milyon tonluk sebze-meyve satın alıyor. Bu ürünlerin tümü güneş ışığında yetişiyor, mevsiminde toplanıyor. Her gün dünyada 320 milyon Knorr ürünü satılıyor. 40 ülkede pazar lideri. Son beş yıl içinde, her yıl yüzde 5-10 arasında büyüme kaydeden bu dev kuruluş, insanları sofrada bir araya getirmeyi misyon edinmiş. Knorr Türkiye’de de sektör lideri. 110 milyon dolarlık hazır çorba pazarında satılan her 3 üründen ikisi Knorr ürünü. Pazarı geliştirmek için sürekli bir biçimde yatırım yapan şirket, 2008’in ilk çeyreğinde yüzde 68’lik bir büyüme kaydetmiş. Knorr’un yaptığı yatırımların da katkısıyla, hazır çorba kategorisi son üç yıl içinde yüzde 55 oranında genişlemiş. Bu başarının mimarlarından Unilever Gıda Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Seçkin’in verdiği bilgilere göre, Knorr algı yönetiminde işe tüketicilerin hazır gıda hakkındaki inançlarından başlamış. Ürünlerin katkı maddesi içermediği, doğal yöntemlerle hazırlandığı gerçeğini yaymaya çalışmış. İletişim stratejilerinin doğru seçilmesi markaya yeni bir güç kazandırmış. Geçen hafta kalabalık bir ekiple birlikte Almanya’ya, Knorr’un doğduğu yer olan Heilbronn’a gittik. Fabrikanın bulunduğu caddenin adı KnorrStrasse. Süpermarketlerde Knorr ürünleri için ayrılmış geniş alanlar var. Ürün geliştirmek için kurulmuş Kuru Gıda Uzmanlık Merkezi ise çok iddialı. Dünyadaki en büyük geliştirme merkezi olan Heilbronn tesislerinde en çok gurur duyulan bölüm ‘Artelier’. Yemek pişirme sanatıyla, teknolojik üretimi bir araya getirmeyi hedefleyen Artelier’de 8 bin farklı malzemeyle hazırlanan 4 bin 500 yemek tarifi var. Knorr Heilbronn’daki ziyaretimiz çok renkli geçti. Kuru Gıda Uzmanlık Merkezi’nin ürün geliştirme mutfağı-Artelier’deki dünyaca ünlü şefler, Türk ziyaretçilerle birlikte yemek pişirdi. İrlandalı, Malezyalı, İngiliz, Alman, İtalyan ve Türk şefleri aynı ortamda görmek, Knorr’un küreselliğinin en güzel göstergesiydi. Knorr’un Almanya Heilbronn’da 1838’de kurduğu fabrika aslında öncü bir entegre tesis olarak tasarlanmış. Bölgede tarlalarda yetişen sebzeleri, yetiştirilen hayvanların etleriyle birleştirerek üretim yapan şirket, sanayi devrimini, dünya savaşlarını, krizleri yaşamış ve her dönemde kendisini güncellemeyi başarmış. İlk günlerden beri değişmeyen üç özellik var; sağlam teknolojik altyapı, bilimsel beslenme ve şeflerin yarattığı lezzetli yemek tarifleri. STALİN’İN KISKANDIĞI ÇORBA 1889’da yaratılan sosis formatında satılan ‘Erbstwurst’ isimli hazır bezelye çorbası Knorr’un efsanevi ürünlerinden. 118 yıldır içe-riği, paketi, logosu değişmeden bugüne gelmiş. Besleyici ve lezzetli oluşuyla ürün Stalin’in bile dikkatini çekmiş. Kendi vatandaşları için de ideal bir ürün olacağı düşüncesiyle, özel bir ekibi Almanya’ya formülü incelemeye göndermiş. Knorr, pazarlamaya büyük kaynak ayırıyor. Tüketiciyi anlamaya, ürünlerini onların beklentilerine, geleneklerine ve damak tadına göre yaratmaya özen gösteriyor. Mustafa Seçkin, Türk insanına en uygun tatları bulmak için, öncelikle Türk mutfağından yola çıktıklarını belirtiyor. Knorr ekibindeki madalyalı milli aşçı Zeynep Yeğenağa’yla birlikte çalışan ürün geliştirme ekibi, geleneksel çorbaları gıda teknolojisinin sunduğu en son imkânlarla paket ürünlere dönüştürmüş. Unilever’in uluslararası formülasyon aşçılarından Zeynep Yeğenağa, işini tutkuyla yapan bir profesyonel. Malzemelerin en iyisini seçmeye özen gösterdiklerini ve sürekli yenilikler peşinde koştuklarını anlatıyor. TÜRKİYE'DE EN ÇOK PİLAV YENİYOR Menucheck2006 ve AC Nielsen araştırmalarına göre, ülkemizde en çok pilav yeniyor. İkinci sıradaysa çorba yer alıyor. En çok pişirilen çorbalar mercimek, şehriye ve tarhana. Tüketilen her 4 çorbadan biri hazır çorba. Knorr, sebzelerin besin değerlerini koruyabilmek için tesislerinde işlediği sebzeleri kurutup, öğütüyor. İçine koruyucu katkı maddesi koymuyor. Mustafa Seçkin, iyisi seçilen doğal malzemelerin doğru teknolojiyle kurutulması halinde katkı maddesine gerek kalmadığına dikkat çekiyor. |
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...
Miranda Kerr ve cennetten gelen öpücük

Miranda Kerr tanıtımını yaptığı ve Victoria’s Secret ‘a ait olan yeni parfüm ‘Heavenly Kiss’ için Pazartesi günü Los Angeles ‘a gitti. Parfümün adına uygun cennetten gelen bir güzel olarak etrafa öpücükler dağıttı. 83 doğumlu model duru ve saf güzelliği ile parfüme çok uygun bir seçim olmuş. Fotoğraflar için devam ediniz…
Heavenly Kiss adlı parfüm vanilya ve ona uyumlu farklı meyva aromalarından ve çarpıcı çiçek kokularından oluşuyor.
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...












Hiç yorum yok:
Yorum Gönder