30 Ağustos 2008 Cumartesi

yeni yetisen adsl nesli


Salincakta iki kisi adli bir blog adresi mevcut. Ben simdi burdan link vermek istemiyorum zira bu yazi bir kac sitede yer alacagindan google salincak sitesine sahte siteler acip kendine link vermek suretiyle haksiz kazanc elde ettigini dusuneceginden pagerank degerini dusurebilir ama bunun yaninda kendilerinin icinde bulundugu "ben yaparsam olur , sen yaparsan olmaz" dusuncesinin de yanlis oldugunu bir sekilde belirtmem gerekiyor.

efendim olayin asli soyle. takilar-ve-mucevher adinda bir blogum mevcut. Bu blogda gelistirmis oldugum ozel bir yazilim sayesinde benzer konulardaki bloglarin rss beslemelerinden derledigim yazilari yayinliyorum. Boyle bir blog yaparak konuyla ilgilenen insanlarin her gun 40-50 ayri siteyi gezip "bugun ilgimi ceken birseyler var mi acaba?" sorusuna kisa zaman icerisinde cevap vermek ve ayni zamanda konuyla ilgili yayin hayatina baslayan yeni bloglari arastirip bulup sisteme ekleyerek bu insanlarin "bu tarzda icerik ureten yeni bloglar var mi acaba?" sorusuna cevap bulmak. A kelimesini arayarak bir sekilde bloga ulasan bir insan site icerisinde gezinirken benzer baska bir yazida B sitesinin linkini gorerek B sitesinin varligindan haberdar olmus olacak. Bunun yaninda alinan her yazinin altinda orjinal icerige link mevcut oldugundan yazilarin alindigi blogun backlink sayisi artacak buna mukabil pagerank degeri artacak ve buna da mukabil arama sonuclarinda cok daha iyi yerlere gelecektir.

Baska olumlu yanlari da mevcut elbette. her insan online boorkmak sitelerini kullanmadigi gibi , rss programlarini da kullanmayabilir. Ya da online rss readerlar yerine masa ustu tabir edilen programlari kullanmayi tercih edeiblir. Bu insanlar kendi bilgisayarlari haricinde baska bir yerde internete eristiklerinde ilgilendikleri konuyla ilgili olarak tek bir adresi akillarinda tutmalari yeterli olacaktir. Sonucta akillarinda tuttuklari bu adres ile kullanici adi ve parola derdi olmadan kolay bir sekilde takip ettikleri bloglarin icerigine ulasmis olacaklardir.

Technorati , google blog search ya da ice rocket. Amaclari tamamen aynidir. Kullanicilarin ilgilendikleri konularla ilgili yazi iceren bloglara ulastirabilmek. Onlarda gunluk olarak bloglarinizi tarayip veritabanlarinda arsivliyorlar ve daha sonra arama yaptiginizda ilgili sonuclari karsiniza getiriyorlar. Benzer mantik benim yazilimim icinde gecerli. Benzer bloglari gunluk olarak tarayip yazilari arsivlemek ve bunlari tek bir adresten kullaniciya gostermek. Tek fark sozu edilen siteler sonuclari arama sonucunda gosterirken ben belirli gruplara ayirip tarih sirasina gore listeliyorum. Zaten bu sekilde olusturmus oldugum bir blogda "bu blogda yer alan yazilarin konuyla alakali turkce yazilar yayinlayan bloglardan alinti oldugu" seklindeki ibareler acikca gorulebilir.

Peki sikinti nerde ?

1-Kullanicilarin sitelerine her hangi bir Copyright ifadesi yerlestirmemesi
2-Rss beslemelerinin genelde tum yaziyi icerecek sekilde ayarlanmasi
3-ADSL nesli (bu tabir bana ait, internetin adslin yayginlasmasi ile her eve girmesinin bir sonucu olarak ; interneti facebook , netlog ve google dan ibaret sanan insanlar icin kullaniyorum)


Salincaktaki kisilerin rss beslemesi ile gelen yazilarida benim listeye eklenen sitelerden birisi. Bu kisi sanki benim baska isim gucum yokmus gibi hergun onun sitesini takip ettigimi ve yazdigi yazilari copy-paste ile kendi siteme ekledigimi
dusunerek kizalca kiyamet koparmis kendince. Kopyala , yapistir gibi birsey elbette soz konusu degil. Site ziyaret edilmistir, icerigi begenilmistir (ki konuyla ilgili bir site de degilmis, bu konu da hata yapilmis) , site de her hangi bir copyriht ifadesi falan gorulmemistir ve rss beslemesi listeye dahil edilmistir. akabinde yazilar kendi sitemde yazinin orjinal adresine link verilmek suretiyle noktasina virgulune dokunulmadan yayinlanmistir.


Bir sitede copyright ifadesi acikca belirtilmemisse bu o sitenin iceriginin ya da icerik demek yanlis olur rss beslemesinin site sahibinden izin alinmadan kullanilabilecegini gosterir mi ?

Acikcasi bu sorunun cevabini bilmiyorum ve bana gore copyright ile ilgili acik bir ifade yoksa yazarin boyle bir derdi olmadigini dusunuyorum. Yani "arkadas , benim rss beslememdeki yazilari degistirmeden , kaynak belirtmek suretiyle kullanabilirsin" manasi cikiyor bana gore. Yazarin icerigin hangi sartlarda , neye gore ve hangi olculerde kullanilmasina izin verdigini acikca belirtmedigi surece benim bunu bilme sansim yok. "mail atip sorabilirsin" diyenler elbet olacaktir ama bu gune kadar hanginize google ya da techonari mail atip "iceriginizi indexlyebilir miyim?" diye sordu acaba ? sorulacak kisi sayisi 5-10 olsa sorarsiniz , yazardan cevanizi alirsiniz ve ona gore hareket edersiniz. lakin burda 25.000 - 30.000 rakamlarindan bahsediyoruz. eger her yazara mail atip sormaya calissam bu seferde spam mail gonderiyor diye salincaktaki kisler basima ususecek :)

ben bu siteleri google , techonari tarzi yerlerden elde ettigimden, bu sitelerin sayfalarinin arama motorlarina eklenmemesi icin her hangi bir meta tag kullanmadiklarini varsayiorum zira o sekilde bir ihtiyaclari olsaydi gerekli meta taglari kullanarak bunu saglarlar ben de zaten bu sitelere ulasmamis olurdum.

sonucta rss beslemesini aktif ya da pasif yapmak rss beslemesinde yazinin ozetini , tamamini ya da sadece basligini yayinlamak her bir rss beslemesinin sonuna bir copyriht ifadesi eklemek blog sahibinin elinde olan birsey. keske herkes rss beslemesinin sonuna bir copyrigth ifadesi eklesede ben de sitenin saginda solunda bu tarzda bir aciklama aramasam.

Rss beslemesinden yayinlanan yazilarin kaynak belirtildigi surece ve sitede aksi bir aciklama olmadigi surece alintilanmasinda ben bir mahsur gormuyorum. Her ne kadar bana gore link yeterli olsa da "site ismi ile birlikte yer almasi gerekir" tarzindaki aciklamalara ise katiliyorum.

sonuc itibari ile arama motorlari tarafindan indexlenmesini istemediginiz icerikler kesinlikle alinmiyor Sitenizde yer alan copyriht aciklamalariniz bu sekilde bir icerik alinmasini yasakliyorsa yine alinmor "Ben size gicigim , herkes faydalansin ama sizin faydalanmanizi istemiyorum" diye dusunuyorsaniz bu da oldukca basit. Yazmis
oldugum bot ziyaret ettigi siteleri "Mozilla/3.0-SpaydiBot" adiyla ziyaret ettiginden bu botun iceriginize ulasmasini engelleyebilirsiniz.
"benim bu kadar bilgim yok / kullandigim servis buna izin vermiyor" derseniz o zaman lutfen bana mail ile ulasip sitenizi sildiriniz.

bu kadar aciklama yaptiktan sonra gelelim salincakta sallanan kisilere.
bir siteden hangi sartlarda icerik alindigini ve hangi sartlarda yayinlandigini yukarida uzun uzun anlattim.
Sans eseri bu kisilerin blogunda yazdiklari "icerik hirsizligi" ile ilgili yaziya rastladim. Yorum yazarak "sitelerinin listeden cikartildigini , sitede kayitli yazilarinin ise en kisa surede silinecegini belirttim" ama bu kisiler "soyle yapcam , boyle yapcam" falan diyince , guzellikten anlamayinca , kopyala yapistir yaptigimi iddia etmeye devam ettikce ben sinirlerime hakim olmaya / saygili olmaya devam ettim. Gerci salincaktali kisiler degil ama o sayfaya yorum birakan diger insanlarin laubali , seviseyiz laflarina ses cikarmadim. sadece butun kotu sozleri sahiplerine iade ediyorum diyerek karsilik verdim. ne de olsa bu yeni ADSL neslinden ben pek saygi falan beklemiyorum. Bunlar boyle acayip birsey oldular ciktilar basimiza.

Salincaktaki kisinin sitesine soyle bir goz attim. Kendi yazilarinin telif haklari konusunda bu kadar duyarli oIan birisi acaba baskalarinin telif haklarina ne kadar duyarliydi diye. lginc bazi seylere denk geldim. Mesela http://www.nordljus.co.uk/ adresinde yayinlanan ve "Sitede ki yazilarin ve resimlerin Keiko Oikawa" ya ait oldugunu belirten acik bir ifade olmasina ragmen Keiko Oikawa'dan izin alinmadan kendi sitesinde kullanilmis oldugunu gordum. Resmin altinda kaynak belirtilmis ve linkte verilmisti. Ayni hareketi ben yaptigim zaman icerik hirsizligi oluyor ama kendileri yaptigi zaman icerik hirsizligi olmuyordu. Gercekten ilginc bir durum. Kisiden kisiye degisen Copyright kurallari :) Ben bu durumu kendisine ifade ettigimde ""ama ben o resmin altina nerden aldigimi kaynak olarak belirttim ve resmin uzerine blogumun adresini yazmadim." diye cevap verdi. Evet yeni birsey daha ogrenmis oldum. Resmin uzerine kendi blogunuzun adresini yazmadiginiz surece herhangi bir sorun yoktu :) Aslinda bu bir baslangicti. Ilgili kisilerin telif haklarina gercekten ne kadar saygili oldukarini gun isigina cikartacaktim ki malesef hem yeni yorumlarimi onaylamadilar hem de daha onceki onaylanmis olan yorumlarimi sildiler**. -Bilgisayarlarin da ki d:\mp3 klasorunu soracaktim mesela :) ya da aresten , limewire
den indirdikleri filmler...- Blog onlarin blogu , istediklerini yapmakta elbette serbestler ama bana gore bunun adi resmen saygisizliktir. En son olay ise beni bilgisayardan daha iyi anlayan esine havale etmesi oldu.

"Sizinle ve spam blogunuzla ilgilenme isini bilgisayardan ve yasal yollardan daha iyi anlayan e$ime verdim. Suprizlere hazirlikli olun."




Evet gercektende bilgisayardan cok iyi anladigi ortada. Bugun mail kutuma sanki blogger parolami unutmusum da resetlemek istemisim gibi mailler gelmeye basladi. Sanirim esi , parolami ele gecirip bana iyi bir ders vermek istemis ama sanirim su ana kadar basarili olamadi. Durun bir dakika. tekrardan bir bakayim.
...
...
..
Yok , henuz ele gecirememis :) Durmak yok , lamerlige devam...


Konuyla ilgili bir baska blogda "bana soyledigi saygisiz" lafinin ise nedeni oldukca ilginc.

"Sadettin Polat; artik isin gucun kalmadi da kim nerde senin icin ne yazmis onlari mi takip etmeye basladin. Bu ne
saygisizlik boyle!!!"


yani adimin gectigi bir yerde yorum yazmam saygisizlik oluyor. e pes dogrusu :)

interneti netlogdan ibaret sanan bu kisilerin son bombasi ise ozel bilgilerime netlog uzerinden uye olup gozumu korkutmaya calismalari :) 1986 dogumluymusum ve askerligimi ankarada yapmisim. yillardir kendi ad ve soyadimla yazilar yazdigim blogumu ziyaret etselerdi eminim cok daha fazla ve dogru bilgiye ulasabilirlerdi.

bu kisilerle bu denli ugrasmamin nedeni ise gercekten bir yanlislik olmussa ozur dilemek ve bu ADSL gencligine birseyler ogretebilmekti. Tam karamsarliga dustugumde birseyler ogretebildigimi fark ettim. Artik Creative Commons nedir biliyorlardi ve sitelerine alinti sartlarini belirten bir aciklama koymuslardi. ne mutlu bana. tek unuttuklari seyin kendi bloglarinda yer alan resimlerin bu Creative Commons'a uygun olup olmadigi. Mesela kendileri adsense yayinlayip ticari kar elde eden bir blog , bu tarz bir blogda resimlerinin yayinlanmasina Keiko Oikawa abimiz neder acaba?


dipnot: bir suru yaygaranin cikmasina neden olan site ise google da sifir indekse sahip olan bir site ve ziyaretci sayisi sifirlarda geziyordu ta ki salincakta sallanan kisiler bu siteyi bu sekilde gundeme tasiyincaya kadar. bir nevi kas yapayim
derken goz cikartma olayina girdiler.




**silinen-yorumlar.html
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

İyi bir hamilelik dönemi geçirmek için yapılması gerekenler


Gebelik süresi boyunca vücutta çeşitli değişiklikler olması nedeniyle anne adayları zaman zaman sorunlarla karşılaşabiliyor. Gebeliğin çeşitli dönemlerinde dikkat edilmesi gerekenler ise farklılık gösteriyor. 9 aylık gebelik süresince vücudun gebeliğe adaptasyonu ile birlikte aydan aya değişen sıkıntılar ve beraberinde güzellikler yaşanıyor. V.K.V. Amerikan Hastanesi’nden Dr. Kayhan Yakın gebeliği üç döneme ayırarak dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlatıyor:İlk 3 Ay Gebeliğin başlangıcına, embriyonun rahim duvarına tutunmasından itibaren salgıladığı beta-hCG hormonu ve vücutta yarattığı etkiler damgasını vurmaktadır. Bu hormonun etkisi ile önce halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, uykuya meyil, göğüslerde hassasiyet, hafif bulantı ve karında şişkinlik hissi gibi genel değişiklikler ortaya çıkar. Gıdalarla tüm vitaminlerin yeterince alınabilirken, folik asit ihtiyacı tam olarak karşılanamamaktadır. Bu nedenle dikkat edilmesi gereken nokta, folik asit vitamininin eksik edilmemesidir. Aslında folik asit takviyesine gebelikten yaklaşık 3 ay önce başlayarak bebekte gözlenebilecek sinir sistemi anomalilerin önüne geçilebilmektedir. Eğer erken başlanmadı ise folik asit desteği için en ideal olanı içerisinde 800 – 1000 mg folik asit barındıran bir multivitamin kullanmaktır. Gıdalar seçilirken süt ürünlerine mutlaka ağırlık verilmeli, hergün mutlaka süt, yoğurt ya da peynir tüketilmeli ve pastorize olmasına dikkat edilmelidir. Çiğ et barındıran gıdalar tüketilmemeli, hijyenik açıdan riskli gıdalardan uzak durulmalıdır. Gebeliğin tüm dönemleri için geçerli uyarı, gebelikte sıvı ihtiyacının fazla olmasından dolayı bol sıvı alımının ihmal edilmemesidir. Su ve doğal meyve suları gibi sıvıların bol tüketimi oldukça faydalıdır. Gebeliğin erken döneminde, özellikle 6-12. haftalar arasında sabahları bulantı ve kusma yaşanabilir. Kahve, yağlı ve aşırı baharatlı yiyecekler, sigara kokusu, parfüm gibi bazı kokular bu şikayetleri artırır. Çoğul gebeliklerde daha da sıkça görülen bu şikayetler bazen gebeliğin ilk habercisi olabilir. Üç gün süre ile hergün üç kezden fazla kusma ya da sürekli kusma olması yeterli besin almanızı engelleyerek kilo kaybına ve bebeğin de beslenmesinin bozulmasına neden olur. Böyle bir durumda hastanede kısa süreli bir misafirlik ile serum, mineral ve vitamin desteği gerekebilir. Gebelik süresince damarların genişlemesine bağlı olarak kan basıncının da düşmesiyle yorgunluk, baş ağrısı, bulantı ve hatta bayılmalar olabilir. Kalp atışlarındaki hızlanma, daha fazla kanın daha hızlı şekilde damarlarda dolaşmasına neden olur; böylece bebeğin oksijen ihtiyacı karşılanır ve vücut ısısı da artar. Bazen yaşanan burun tıkanıklığı veya burun kanaması ile dişleri fırçalanırken diş etlerinde kanama olması da bu nedenledir. Bu dönemde hipotansiyon yönünden dikkatli olmak gerekir. Oturulan yerden veya yataktan hızlıca kalkmak ve gün içerisindeki çok yoğun aktivite, efor hipotansiyonu şiddetlendirebilir, başdönmesi ile bayılma görülebilir. Bu açıdan hareketleri biraz yavaşlatmak, gebelik öncesi hızlı hareket alışkanlıklarını sınırlandırmak ve başdönmesi hissedildiğinde en kısa sürede istirahat oldukça önemlidir. Düşük riski özellikle ilk 10 hafta içerisinde daha yüksektir. Bu dönemde gözlenecek bir kanama halinde, hemen istirahata geçerek doktorunuza haber vermeniz gerekir. Kahverengi leke tarzı kanamalar sık görülür. Asıl korktuğumuz açık kırmızı renkli kanamadır. Doktor kontrolünü takiben mutlak istirahat gerektirir. İlk 3 ay içerisinde bebeğin tüm organlarının gelişmesinden dolayı özellikle bu dönemde kullanılan tüm ilaçların, doktorun kontrolünde olması gerekir. Gerekmedikçe çok sayıda vitamin kullanımından, gereksiz antibiotik veya ağrı kesici kullanımından kaçınılmalıdır. Düşük riski halinde bazı gebelerde faydalı olabileceği düşünülerek kullanılan progesteron içeren hap ve iğnelerin de tüm gebeliklerde “aman düşük olmasın” zihniyetiyle kullanımından kaçınılmalıdır. Bu dönemin son haftasında (12-13. haftalar) bebeğin ilk anomali taraması yapılacaktır. Ultrasonografide bebeğin ense bölgesinin, burun kemiğinin ve genel ölçümlerinin değerlendirilmesi ile kanda yapılacak bazı hormon ölçümleri sayesinde bebeğin anomali taşıma riski belirlenir. Doktorunuza önemli ipuçları vermesi açısından bu inceleme kesinlikle atlanmamalıdır. İkinci 3 Ay Bu dönem gebeliğin keyfine daha iyi bir şekilde varılabildiği dönemdir. Vücudun gebeliğe adaptasyonu ile birlikte rahatsızlıklar hafifler, bebeğin haraketlerinin hissedilmesi ile birlikte anne ile bebek arasındaki duygusal bağ çok farklı bir boyut kazanır. Bu dönemde iştahta artış olur ve kilo alımı hızlanır. Karbonhidrat açısından zengin olan gıdalar, (ekmek, makarna, hamur işi tatlılar) kilo artışını hızlandırır. Kilo artışını kontrolde tutmak için diyette gerekli bazı düzenlemeler yapmak gerekir. Ancak her gün yarım saatlik hafif tempoda bir yürüyüş veya yüzme, kilo kontrolünü sağladığı gibi kasların da gücünü yitirmemesine yardımcı olur. Bu dönemde ayak ve bacaklarda sıkça görülen kramplara magnezyum ve kalsiyum takviyesi yapılması şikayetleri azaltır. Gebelik süresince progesteron hormonu, mide ve barsaklardaki düz kaslarda gevşeme, barsak hareketlerinde azalma ve kabızlığa, mide asidinin yemek borusuna kaçması ise yemek borusunda yanmaya neden olur. Yemeklerin uzun süre sindirim sisteminde kalması, daha çok besin maddesinin emilimini sağlayarak bebeğin daha iyi beslenmesini sağlar. Gebeliğin özellikle son dönemlerinde görülen kabızlık sonrası aşırı ıkınmanın, hemoroid oluşmasında rolü vardır. Bu dönemde büyüyen bebeğin ve vücudun hayati organlarının ihtiyacını sağlamak için, annenin kalp atım hızında artış olur ve pompalanan kan artar. Eğer daha önceden kalp hastalığınız varsa gebelik kalbinize ekstra yük olacaktır. Kanlanmanın artışına bağlı olarak vajinal akıntıda da artış olur. Akıntının kokulu olması ve kaşıntı ile birlikte görülmesi, ilişki sırasında yanma yaşanması, tedavi gerektiren bir enfeksiyon olduğunu düşündürür. Tedavi edilmeyen vajinal enfeksiyonlar düşük ve erken doğuma neden olabilir. 16-18. haftalarda bebeğin anomali testi tekrarlanmaktadır (üçlü test). Daha önce yapılan ikili test (12.-13. haftalarda) veya bu dönemde yapılan üçlü testte anomali riskinde bir artış saptandı ise amniosentez ile bebeğin genetik yapısının değerlendirilmesi gerekir. 26. haftada ise gebeliğe bağlı diabet araştırılması yapılmaktadır. Bu amaçla 50 gram şeker içilmesini takiben, bir saat sonra kan şekeri ölçülür. Eğer yüksek düzeyler saptanırsa daha detaylı tetkiklere geçilir. Gebeliğe bağlı diabet genellikle diyet ile kontrol altına alınabilir. Son 3 Ay Gebeliğin bu döneminde alınan kilolar, taşınan bebeğin ağırlığı ve duruş pozisyonundaki değişiklikler sırt ağrılarına neden olabilir. Bazı gebelerde gebelik hormonlarının etkisiyle kalça kemiklerinin birleşim yerlerinde gevşeme olur, kalçalarda ve öndeki çatı kemiğinin üzerinde ağrı ve sancı hissedilebilir. Son üç ayda ani ve ağır hareketlerden kaçınmak gerekir. Bazı gebeler yürürken zorluk çekerler. Gebeliğin bu döneminde rahimin ve bebeğin büyümesi kaburgalara baskı yaparak ağrıya neden olabilir. Gebeliğin son dönemlerinde bacaklarda ve ayak bileklerinde şişlik sık görülür. Yüz, el ve el bileklerinde şişme olması, pre-eklampsiye gidişin habercisi olabilir. Gebeliğin bu döneminde bazı gebelerde kan basıncı yükselir ve pre-eklampsi olarak adlandırılan riskli bir tablo ortaya çıkabilir. Bu nedenle son 3 ay kan basıncı ölçümlerine özen göstermek, atlamamak gerekir. Gebelik devam ederken rahim kasları, doğuma hazırlık için yaklaşık 20 -30 saniye süren Braxton Hicks kasılmaları adı verilen geçici kasılmalar gösterir. Bu kasılmalar, hafif adet sancısı veya karında hafif gerginlik şeklinde hissedilir. Gebeliğin bu dönemlerinde, bebeğin başının doğum kanalına yerleşmesiyle idrar torbasına baskı olur ve sık sık idrara çıkma ihtiyacı duyulur. Gebeliğin son dönemlerinde öksürme ve gülme sonucu, idrar kaçırma şikayeti ortaya çıkar. Her ne kadar sık idrara çıkma ihtiyacı zahmetli bir hal alsa da bol sıvı tüketiminden vazgeçilmemelidir. Meyve ve sebzelerin yine bol tüketimi hem kilo kontrolünde hem de kabızlık şikayetinin hafifletilmesinde yardımcı olacaktır. Bebeğin büyümesi ile birlikte rahim ve karın büyür. Yatış pozisyonunda zorluk ortaya çıkar. Sırt üstü yatmak annede rahatsızlık yarattığı gibi, bebeğe giden kan akımında da azalmaya neden olur. Sırt üstü yatmaktan kaçınmalı, mümkün olduğunca tercihen sol yan pozisyonunda yatmak gerekir. Doğum işaretleri konusunda da bilgili olmak gerekir. 37 haftanın altında bu işaretlerin görülmesi erken doğum habercisi olacaktır. Karında düzenli aralıklarla sertleşme, kasılmalar, vajende bir bardak suyun boşalması gibi bir his, kanlı bir akıntı, erken veya vakitli bir doğumun başladığını gösterir ve hemen doktorunuza haber vermenizi gerektirir.





--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hiç yorum yok: