9 Eylül 2008 Salı

NY Moda haftası BCBG


Azria kolleksiyonu için her kadının sahip olmak isteyeceği şeyler demiş. Doğru mu? Bence evet.

Dün yapılan defilelerin içinde en iyisi bence oydu. Canlı renklerin yanısıra, doğal tonların ve grinin de çok kullanıldığı defilede aralarındaki bağlantıyı canlı renklerdeki çantalar sağlıyordu. Saks mavi elbisenyle kullanılan oranj çanta tezatı çok hoştu.

Farklı mıydı ?

Hayır ama Azria ondan bekleneni yaptı.







--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hayat da müşterek hesap da o zaman pamuk eller cebe:)))






.

Hayat da müşterek hesap da o zaman pamuk eller cebe

Madem devir değişti, ee o zaman hesap ödeyen de... Kadınların çalışma hayatında söz sahibi olması, para kazanması en çok erkeklerin işine yaradı. İş hayatına atılan kadınlar, süregelen bir geleneği de değiştirdi. Artık her harcamadan sonra erkekler elini cebine atmak zorunda kalmıyor. Çünkü centilmen bayanlar, eşiyle, iş arkadaşıyla ya da bir akrabasıyla yediği yemeğin hesabını, karşısındakinden önce davranarak ‘çevik bir hamle' ile kendisi ödüyor. Her ne kadar erkekler, hanımlara ‘ayıp oluyor' feministlik yapma', ‘lütfen ben ödeyeyim' dese de hallerinden memnunlar.

Aslında bundan bir beş on yıl öncesine kadar yemek sonrası hesabı kimin ödeyeceği bir tartışma konusu olmanın çok uzağındaydı. Çünkü bu konuda erkekler her zaman hızlı ve centilmen davranarak kadının elini cebine atmasına izin vermezdi. Aslında bayanların hesap-kitap işlerine el atmalarının şimdi de gönüllerine tam anlamıyla yattığı söylenemez. Zira bu konuda kafalarına takılan önemli bir husus var. Bugün yemek, sinema, taksi parası gibi hesapları ödeyen kadınlar, ya yarın ‘Madem eşitiz o zaman ev işlerini paylaşalım derse ne olur?' İşte bu soru belki de bu yüz yılın en önemli meselesi olacak! Asıl o zaman hesap erkelerde kalacak gibi...

Konuyu insan ilişkileri üzerine kafa yoran gazeteci ve yazarlarla konuştuğumuzda da enteresan tespitler çıkıyor ortaya. Vatan Gazetesi yazarı İclal Aydın'a göre hesap ödeyen kadının erkeklerin gözünde hiçbir kıymeti yok . Aydın, daha önce yazdığı "Kadınlar, yemek yediğiniz adamla beraberken çok atılgan davranmayın, mesela hesabı kapmayın adamın elinden." içerikli yazısına epey bir tepki geldiğini itiraf ediyor. Yine aynı gazete yazarlarından Mutlu Tönbekici, bu durumda erkeğin maddi durumunun çok önemli olduğunu vurguluyor. Tönbekici, 'Durumu çok iyiyse hesap ödeme konusunda ısrar etmem, ama benden iyi değilse de öderim. Bu benim kadınlığıma ya da onun erkekliğine halel getirmez.' anlayışı içinde. Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ayşe Arman da benzer bir yaklaşım sergiliyor. Arman'a göre erkekler banka değiller, para da basmıyorlar, bu kadar da üzerlerine yüklenmemek gerekli. İki taraf da para kazanıyorsa kadın da pamuk ellerini cebe götürmeli.

Bazı kadınlar ise hesabı ödeme konusunda çok fazla ısrar ediyor. Posta Gazetesi yazı işleri müdürü Mehmet Coşkundeniz, kadınların hesabı ödemekte bu kadar hevesli olmasının erkeğe ‘Ben sana muhtaç değilim, minnet de etmem.' mesajının vermeki için olduğunu söylüyor. Aynı zamanda kadınlar sürekli hesap bölüşen hatta hesabı kendine ödeten erkekten de bir süre sonra soğuyor ve ayrılıyormuş. Sabah Gazetesi yazarı Ahmet Örs ise daha ilk buluşmada hesabı ödemekte ısrar eden kadının erkeği ürkütebileceğini düşünüyor. Çünkü bu tarz kadınlar bağımsızlığına ve özgürlüğüne cemiyet kurallarından daha fazla önem verdiği izlenimi bırakıyormuş. Ama her şeye rağmen bir kadın tarafından yemeğe davet edilen erkek bundan gurur duymalıymış.

Aslında ilk buluşmada hesabı erkeğin ödemesi durumunu herkes makul karşılıyor. Ama ileriki safhada kadın çalışıyorsa ya paylaşmalı ya da arada bir de olsa ödemeli, bu konuda hemen herkes hemfikir. Bütün bunlara rağmen biz biliyoruz ki bir yemekte hesabı erkeğin ödemesi hâlâ centilmenliğin ilk sıralarında yer alıyor. Bunun modası geçmedi ve hâlâ kadınlar böyle centilmen erkeklere âşık oluyorlar. İşin gerçeği bu.




--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hiç yorum yok: