18 Nisan 2008 Cuma

Türk turizminin en önemli kozu: Türk Hamamı







Turizm Bakanlığı bu yıl tanıtıma 140 milyon dolar harcayacak. Beş tema üzerine kurulan kampanyayla farklı hedef kitlelere ulaşmayı deneyecek. Bölgesel tanıtım fikri akıllıca, etkinliğini sezon sonunda gözlemleyeceğiz. Seçilen temaların içinde benim en çok önemsediğim ‘hamam’ teması. Türkiye’nin en güçlü sembollerinden birisi olan hamam unsuru ekseninde spa turizminin desteklenmesi çok önemli.

Ülkemizin en önemli gelir kaynaklarından turizmin değerinin artmayışı, turizmin tartışıldığı her ortamda gündeme gelir; her şey dahil girdabından ve ucuz ‘destinasyon’ konumlandırmasından kurtulma dilekleri dile getirilir. Ancak, rezervasyonların azaldığı veya iptallerin olduğu dönemde can havliyle yine fiyat kırılır. Oyunun kuralları değişmez.

Türk turizm sektörü pazarlama odaklı düşünmediği, yani işe müşterilerin gözünden bakmadığı sürece bu kısır döngünün devam edeceği malum. O halde ne yapmalı? Sorunun çözümü ‘segmentasyonda’. 23-25 milyon civarındaki ‘misafirin’ farklı ihtiyaçlar bazında ele alınması gerekli. Öncelikle, ‘her şey dahil’ grubu biraz yaratıcılık, samimiyet ve zekâyla, daha yüksek harcama yapan hale getirilebilir. Hanutlar ve komisyonlar oluşan saadet zincirinin yerine yeni çözümler yaratılabilir.

Turizm Bakanlığı bu yıl tanıtıma 140 milyon dolar harcayacak. Beş tema üzerine kurulan kampanyayla farklı hedef kitlelere ulaşmayı deneyecek. Bölgesel tanıtım fikri akıllıca, etkinliğini sezon sonunda gözlemleyeceğiz. Seçilen temaların içinde benim en çok önemsediğim ‘hamam’ teması.

Türkiye’nin en güçlü sembollerinden birisi olan hamam unsuru ekseninde spa turizminin desteklenmesi çok önemli.

Ancak otelinin altına iki masaj odası, bir sauna ve derme çatma bir hamam koyan herkesin de kendisini bir spa olarak konumlandırmasının da önüne geçilmeli. Bu işe girmeyi planlayanların, ‘Spa’nın iyisi nasıl olur?’ diye görmek üzere çok uzaklaşmalarına gerek yok. Bodrum Kempinski Barbaros Bay Oteli dünya çapında bir spa örneği sunuyor. Six Senses Spa’nın bir şubesi olan tesis, altyapısı, yönetimi, personeli ve -en önemlisi- düşünce yapısıyla ayrışmayı başarıyor.

Kurumsal detoks programıyla öne çıkmayı planlayan kuruluşun genel müdürü Axel Ludwig ve spa’nın yöneticisi Lisa Manser’le tanıştım. Her ikisi de son derece sıcakkanlı, sevimli ve enerjik yöneticiler. Yaptıkları işe bayılıyorlar ve çok iddialılar.

Kempinski Bodrum gördüğüm en güzel üst otellerden biri. Görgüsüz bir lükslükten uzak, çevreye saygılı, çalışanına özen gösteren bir kuruluş. Kullandığı suyu denizden arıtarak elde ediyor. Atık yağlar ayrı bir süreçten geçiyor. Kullanılan malzemelerin büyük bir bölümü doğal. Ahşap ve doğal taşlar çok şık bir biçimde kullanılmış. Sakinliği, şıklığı hem göze hem ruha iyi geliyor.

YORGUNLUĞA KARŞI ZENCEFİL

Lisa Manser, yorgunluğa karşı birkaç ipucu verdi. Kan dolaşımını artırmaya yarayan zencefili iki şekilde kullanabilirsiniz. Taze zencefili rendeleyerek veya dilimleyip, üzerine kaynar su döküp demledikten sonra gün boyunca içmek açlık duygusunu da azaltıyor.
Zencefil banyosu detox için birebir. Lisa eski bir naylon çorabın içine rendelenmiş zencefil koyup, sıcak su musluğunun çıkışına bağlayarak küveti doldurmayı öneriyor. Yirmi dakikalık bir banyo vücuttaki oksijen oranını artırmaya destek oluyormuş.

DUYULARI CANLANDIRARAK YAŞAMIN DENGESİNİ ARAMAK

Bodrum Barbaros Bay’de, prestijli Six Senses Spa markası, 110 yıllık lüks otel markası Kempinski’yle birleşince ortaya harika bir karışım çıkmış. 1995 yılında doğan Bankok merkezli Six Senses, Maldivler’deki Soneva Fushi Resort gibi bol ödüllü tesislerin sahibi. ‘Altı duyu’ anlamına gelen Six Senses, eşsiz deneyimler yaratarak duyuları canlandırmayı hedefliyor.

Six Senses Spa, içinde yaşadığı çevreye son derece saygılı. 2010 yılında ‘karbon ayak izlerini’ sıfıra indirmeye kararlı. Bu te-sislerin tümünün doğal enerji kaynağından yararlanması, kullanılan ürünlerin organik olması ve tesisin olduğu bölgede üretilmesi anlamına geliyor. Soğutma için deniz dibinden gelen suyu kullanmak gibi harika projeleri var. Uluslararası sertifikasyon kuruluşu Green Globe, Six Senses Spa’yı tüm dünya için örnek işletme olarak konumluyor.

Gelelim Bodrum’daki Six Senses’a... Spa’nın Yöneticisi Lisa Manser gerçek bir iş aşığı. Güney Afrikalı olan Lisa, Asya’da, Avustralya’da, Avrupa’da uzun yıllar çalışmış. Kendisi de bir terapist. Geçmişte yöneticilik yapmış, kendi güzellik ürünleri markasını yaratmış, gezmiş, okumuş, araştırmış, öğrenmiş. Otelin yakındaki köyde yaşıyor, sobayla ısınıyor. Üç aylık bir Rottweiler’ı, büyük hayalleri ve iddiaları var.

Bodrum Kempinski’deki Six Senses duyuları canlı tutmak için tasarlanmış. Her oda ayrı bir renk ve konseptle yaratılmış. Kadınlar ve erkekler için ayrı hamam alanları kurulmuş, ayrıca karışık bölgeler de mevcut. Özel müzik, doğal ürünler ve kokular eşliğinde yapılan terapilerle, bedenin dengesinin sağlanmasına çalışılıyor. Beş duyuyla yaşam duygusunun da canlanması hedefleniyor.

Tesis çok etkileyici. Personel iyi eğitimli. Lisa düzenli bir biçimde onların yeni teknikleri öğrenmeleri için eğitiyor. Çalışanlar, Kempinski pragramı dahilinde, dünyanın başka ülkelerindeki otellerde eğitim imkânı buluyor. Benim tanıştığım terapistlerden Uğur Bayazıt, önümüzdeki günlerde Hindistan’a gidip, Hint masaj teknikleri öğrenecek.
Bodrum Kempinski’de konuştuğum tüm personel, kurumlarından çok memnun olduklarını dile getirdi. Bu da işlerdeki kalitede kendisini ortaya koyuyordu. Memnun müşteriler için memnun çalışanlar gerekiyor malum.



--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hiç yorum yok: