2 Temmuz 2008 Çarşamba

Bağcıksız Converse


Converse hastalığımız her zaman devam ediyor şekerim.. bu günlerde ise "bağcıksız" Converse delisi oldum :) Maalesef henüz Türkiye'de satılmıyor. Ben giyebilen ayrıcalıklı insanlardanım sanırım hihihi :)) Şimdi "Nereden çıktı bağcıksız Converse?" diyeceksiniz biliyorum. E zaman zaman bişilere takıyorum değil mi? Bu aralar Converse takıntımı geliştirmeye karar verdim sanırım. Ve en sevdiğiiimmm klasik lacivert ayrıca diğer bi sürü Convers'imin yanına bağcıksızları katmaya karar verdim. Evet evet siz bulamayacaksınız maalesef ülkemizde, ama ben karar verdim Türkiye'ye gelsin istiyoruuummm ve yazıyoruummm iştee.Ne mi yapacağız? Öncelikle Facebook grubumuz açılacak :) ben binbir çeşit Converse'lerimin fotosunu ekleyeceğim oraya ve de bağcıksız olanları da. Sonraaa yorumlamaya başlayacağız fotolarııı :) hihihi ay daha ne olsun duysunlar diyerek beklemek kalıyor sonra da.. eheheh istersek sevgili Converse satan "tükkan" lar da bizlere ulaştırmak için getirecek sonunda "bağcıksız" Converse'i ;)Hatta size geçen gün ne yaptığımı da anlatayım; sabah annecimle erken çıkıyoruz bazen evden, anne-kız sabah kahvaltısı Nişantaşı'nda ;) yine öyle bir sabahta yan masamızda bir hanımefendi oturuyordu eşi ile (nedense eşi olduğuna karar verdim, his işte :P) ayağında da gri renkli bağcıksız Converse'lerden vardı. Durdum, baktım.. bekledim.. ı-ıh dayanamadım! hihihihi :) sordum "Nereden aldınız?" diye. Tabi ki yurt dışından almış. Dedi ki "Bende arıyorum, ah bulsam alıcam kızıma da!". Hemen e-mail ini aldım hanım efendinin "Bulursam size de haber veririm." diyerek ;) dayanışma örneği :P hihihii Olay şu aslında ülkemizde bağcıksız modelin satmayacağını düşünüyor sanırım bayiiler. Biz istersek gelecek belki de ;)O zaman sölüyoruz :) BAĞCIKSIZ CONVERSE İSTİYORUZ!! :) hihihiiSiz de ister misiniz?
Tags: , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,


--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

David Droga, musluk suyunu marka yapıyor





Reklam Festivali’nde, ‘genç aslanları’ ziyarete gelen ünlüler arasında festivalde en fazla ödül kazanmış yaratıcı olma unvanına sahip David Droga da vardı. Singapur, Londra, New York ve Sidney’de unutulmaz kampanyalara imza atan Avustralyalı reklamcı, sözlerine şöyle başladı:

“Ben Avustralya’da dağlık bir bölgede, 7 çocuklu ailenin 5.’si olarak dünyaya geldim. Babam çalışkan bir işadamı, annem Danimarka göçmeni çevreci bir kadındı. Ömrümün ilk yarısını babama benzeyerek geçirdim. Başarılar, ödüller elde ettim, hedeflediğim her şeyi yaptım. Gördüm ki, bütün bunlar mutlu olmaya yetmiyor. Kendim için çalışmaya karar verdim. Annemin çocukken giysilerime kaybolmasın diye işlediği Droga5 yazsını şirketimin logosu haline getirdim. Belki bu biraz da hayatımın bu yeni bölümünde annem gibi, dünyaya faydalı olmak isteğimden kaynaklandı.”

DROGA’NIN TAVSİYELERİ

“Reklamcılığı değil, kendimi değiştirmeye çalışıyorum” diyen Droga, gençlere, şunları söyledi;

1. Güç artık sizde. İyi fikirler kimsenin tekelinde değildir. Korkmayın!

2. Bir işe başlarken insan egosu ve güvensizlik duygusu arasında bocalar. Egosu en iyisini yapacağını fısıldar. Güvensizlik duygusu onu “Ya yapamazsan!” diye korkutur. Yapılacak tek şey yılmadan çalışmaktır.

3. Benim büyüdüğüm evde televizyon bile yoktu. Çocuk olarak hayal gücümü çalıştırmayı öğrendim. Size de önerim, gününüzü rüya görerek, hayal kurarak geçirin.

4. Ben reklamcılığın duygularından etkileniyorum. Her yaptığım işte, insanlarda yaratacağım duygunun ne olduğunu düşünürüm.

5. Müşterilerinize kimsenin hayal edemeyeceği fikirler sunun, kampanyalar değil.

Droga’nın sunduğu kampanyalardan en çok ilgi göreni, musluk suyunu marka haline getirme projesiydi. Ünlü yaratıcı yönetmen Unicef için, gelişmekte olan ülkelerde içecek su bulamayan çocuklara yardımcı olacak bir fikir arayışına girmiş. Bu arada aklına dâhiyane bir çözüm gelmiş. Dünyanın pek çok yerinde restoranların sürahide açık sundukları musluk suyuna para almadığı gerçeğinden yola çıkmış. İnsanların içtikleri musluk suyu için restorana bir dolarlık bağış yapması halinde, toplanan fonlarla susuz çocuklara yardımcı olunabileceği kararına varmış. Sonuçta fikrini, 2007’de New York’ta tanıtılan kampanyayla lanse etmiş. 

Tapwater.org sitesi ve bazı tanıtım çalışmalarıyla tanıtılan kampanya dünyanın her yerinden destek bulmuş. Droga, kampanyanın küreselleşmesiyle birlikte, haftada 100 milyon dolarlık bir fon yaratılabileceğini tahmin ediyor. Bu da yaklaşık 4.5-5 milyar dolar anlamına geliyor. Görüldüğü gibi, çok düşük maliyetli bir kampanya, paha biçilmez bir fikir, gönül, heyecan ve istekle mucizeler yaratıyor. Musluk suyu bile doğru yaklaşımla marka haline gelebiliyor.




--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...

Hiç yorum yok: