






Tags: resim
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...
Futbola yatırım yapan şirketlerin mantığını anlamak güç
Futbol küresel bir din durumunda. Çok etkileyici. Çarpıcı. Büyüleyici. Tamam, bunların hepsi doğru. Ama, pazarlama bütçelerini planlayanlar yatırımın geri dönüşünü ölçerken, futbol yatırımlarını nasıl haklı çıkartıyorlar anlayamıyorum. Avrupa Kupası maçlarına destek veren sponsorların yönetim kurulları, harcamaların hesabını sormuyor mu merak ediyorum. Ortalık kırmızı beyaz, bayraklar, hamasi şarkılar dolu... Markalara ne katkısı var gerçekten belli değil. Geçen hafta, Ülker’den Zuhal Şeker, Cenevre’ye maç izlemeye davet etmek için aradığında, Vodafone markasının Formula 1 stratjisini dinlemek için Londra’daydım. Markanın en üst düzey yetkilisi David Wheldon’dan sponsorluk yatırımları hakkında anlattıklarını dinlerken, bizim markaların yaklaşımlarını kıyaslama imkanı buldum. Wheldon, “Geçmişte şirket başkanı hangi sporu severse ona yatırım yapılırdı, artık her şeyi ölçümlüyoruz, marka değerlerimize katkısı ve sürdürülebilirliği ölçüsünde destek veriyoruz” demişti. Bu kararın sonucunda krikete verdikleri desteği İngiltere’yle kısıtlı tutup, Manchester United’la yolarını ayırıp, futbol alanından çıkmaya karar verdiklerini, Formula 1 ve müzik alanına yatırım yapacaklarını anlatmıştı. Büyük marka tavrı budur. Kalıcı, sürekli ve anlamlı olana yatırım yapmak. İlla da futbola yatırım yapacak olanlar varsa ve samimilerse, alt yapıya, genç yeteneklere destek vermeleri gerekir. Ülker, Efes, Turkcell gibi sporun yanında olurlarsa, topluma katkıda bulunurlar. Hatta belki geçmişte Derwall döneminde Galatasaray’dakine benzer bir hamle gerçekleştirir, geleceğe altın harflerle isimlerini yazdırırlar. Böylece milli takım da, yönetimi de daha mütevazı, daha sıcak olur. Ruhları, yaşamdaki duruşlarıyla gençlere örnek olurlar. |
--> Haberin devamını okumak için tıklayın(Click to Read Source)...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder